Tuesday, February 05, 2008

Baska bir tavanarasi



"IInnn innnn vinnnnnnn!!!!"kendi kendine cok egleniyordu, taa ki tekrar azar isitene kadar.
"Kes artik sunu!"bu yorgun sesden her eglencenin ortasinda azar isitmeye alismisti sanki, ama yine de dudagi asagi dogru bukuldu.

O kadar cok ozluyordu ki evdeki tek oyuncak oldugu gunu.

Her sey Almanya'daki dayinin getirdigi uzaktan kumanda arabayla sona ermisti,Evin oglunun gozdesiydi o ana dek ve her sey bir anda ve cabukcacik nasil sonlanmisti.
Nasil hemen de bu cocuk kendisinden vaz gecivermisti de tavanarasini boylamisti telli araba, cocuk o kirmizi mi kirmizi, motor sesli uzaktan kumanda araba ile oynarken.

Yine huzunlendi ve aglamaya basladi telli arabacik.

Kalbi razi gelmedi yine yasli siyah beyaz televizyonun "oglum" dedi hala hickiran telli arabaya."Tek terkedilen sensin mi saniyorsun? Sus artik paslarini daha fazla islatma iyice curuyeceksin."

"Beni hic acimadan buraya getirdiklerinde burada sadece su ayagi kirik ise yaramaz oymali ceviz masa vardi, bir de bir zamanlar sadece evin babasinin oturabildigi berjer koltuk!

O gunu hic aklimdan cikartamiyorum.

O renkli televizyonu getirdikleri gun ev ahalisinin heyecanini nasil kiskandigimi anlatamam sana.Hatta diyebilirim ki heyecanlari sanki benim eve ilk geldigim gunkunden daha da coskuluydu.
Tabii, dunyanin kapilarini ilk ben acmistim hepsine, benden gozlerini ayiramazlardi aksamlari, evin annesi bana hic kiyamaz, tozlanmamam icin yayin olmadigi gunduz saatlerinde dantel ortulerle orterdi beni.
Gunde sadece birkac saat yayin olan o gunlerde aileyle nasil butunlestigimi anlatsam inanmazsiniz ki..

Hatta bir de bazen sabaha karsi boks maclari olurdu.Aile saatlerini sabah 5e kurar, Muhammed Ali miydi neydi onun boks maclarini seyretmek icin sabahin korunde aile benim karsima gecer, hayranlik ve heyecanla beni izlemeye koyulurlardi.Ailenin simarik cocuguydum adeta"

"Artik benim duygumu anlamaya baslamana sevindim" dedi daha yaslica bir ses biraz parazitle.
"Sen geldigin zaman ayni terkedilmislik duygusunu ben yasamistim.Oysa mesut gunlerimde, aksam yemeklerinden sonra, uyku saatine kadar tum aile benim cevremde toplanir, sobada cevirdikleri kestaneleri yerken benden 'arkasi yarin' i dinlerlerdi.
Bunlar her aksam birbirini takip edilerek verilen karsilikli konusmalardan olusan piyeslerdi ve dinleyenlerin dikkatlerini daha da yogunlastirabilmek icin kapi gicirtilari, ruzgar sesleri, kus civiltisi ve kedi miyavlamasi gibi efektlerle suslenirdi.Aile soluk almadan arkasi yarin lari dinlerdi her aksam.

Bir de sabahlari sobayi yakarken evin haniminin beni acip turkulere yanik sesiyle eslik etmesi beni kendimden gecirirdi"

"Yaaa" dedi yasli soba."Benim de heyecanim fazla surmedi, o kalorifer mi nedir dediklerinden evin tum odasina dosedikten sonra ev halki, artik ne bir arada oturur oldular, ne de soba basi sohpetleri"

"Ben ona once sevinmistim aslinda" dedi zar zor ayakta duran ceviz masa.
"Zira ben misafir odasinda bulundugumdan, kis aylarinda soguk oldugu icin yanima gelmezler sanardim.
Hem cok uzurdum o odasi kapali karanlik odada.
Evin annesi cocuklar benim yanima gelmeye calistiklarinda haykirarak onlari disari kovalardi.
En buyuk keyfim ise gun duzenlendigindeydi.
Gunler bizim evde oldugunda, sabahtan bulundugum odanin kapisi acik birakilirdi, hem oda isinirdi hem de ben.
Uzerime turlu turlu mis kokulu kurabiye ve kekleri dizerler, aksama kadar hanimlarin keyifli sohpetlerini dinleyerek kendimden gecerdim.

Ama kalorifer gelince sevincim hemen kursagimda kaldi zira benim odamdaki peteklerinin isisini kapatip beni yine karanlik misafir odasinda usurken biraktilar....

En cok da neye uzulurum bilir misiniz, onca yil kullanilmadigim icin sapasaglamdim.O 'modern dizayn' dedikleri masayi getirdikleri gun beni bu tavanarasina cikartirlarken merdivenlere dusurduler ve iki bacagimi birden kirdilar.Sonra da egreti bir bicimde beni buraya terkedip gittiler"

Cilasi bu tavanarasinda dokulmus olan ceviz masanin dokunakli konusmasinin ardindan COCUK KALBI romani ic cekti ve sessiz goz yaslari dokmekte olan CiN ALi kitaplarina sarildi onlari teselli etmek icin.Ah en cok da bu Cin Ali serisine yazikti.Oysa yillarca cabalamislardi yuzbinlerce cocuga TOP AT mayi BUNU TUT mayi ogretmek icin.. Aglamakli sesleri ile hepsi birden birseyler soylemeye calisti miril miril "Kos Cin ali kos! Baba bak top! Suna top at! Baba bak at!"

Siyah beyaz televizyon devam etti "insanlar bizim zamanimizda daha cok birlikte zaman geciriyordu.
Aile kavrami vardi.Internet yoktu, insanlar birbirinin gozlerinin icine bakabiliyor, birbirine dokunabiliyordu.Aile aksamlari her biri bir odaya dagilmiyordu.

Muzigi once su cizirtili radyodan, sonra da uzuntuden adeta agzini bile acmayan su DUAL marka pikaptan dinliyorlardi.

Hic unutmam, evin babasi, kisitli butcesi dolayisi ile ayda sadece bir plak alabiliyordu ve eve her yeni gelen plak aksamlari ev adeta bir senlik yerine donuyordu, herkes saatlerce hep bir agizdan yeni plagin sarkilarini soyluyordu, el ele tutusarak, kol kola girip sallanip dans ederek."

"Ben cok utaniyorum" dedi kasetcalar, yanindaki karton kutudaki kasetler de ona eslik etti "yaaa.. yaaa"

"Evin en simarik aletiydim ben.
Benim sayemde saatlerce istedikleri onlarca sarkiyi arkasi arkasina istedikleri her zaman dinleyebildiginde ev halki,
Dual marka pikaba ve plaklara cok hava atmistim.. Saltanatim da cok kisa surmedi hani ama hepiniz gibi ben de sonlandirildim..
DVD player diye birsey getirdiler eve ve arkasi arkasina yuzlerce sarki dinleyebilmeye basladilar, hem bu bahsettikleri DVD leri hem bu playerda hem de iki cocuklarina alinan bilgisayarda da dinleme imkani vardi.
Evdeki dvd ve cd sayisi gittikce artti...Tabi once herkesin ilgisi benim uzerimden dagildi ve en sonunda da hepinize oldugu gibi ben de evin icinde sadece bir kalabalik oldugum icin getirilip buraya firlatildim"

"Hissttttt" dedi siyah beyaz televizyon "susun... bir gelen var"

Gicirtiyla kapi acildi, kirk vat kiytirik lamba yandi ve 2 buyuk beyaz kutu ve 2 monitor birakildi hemen kapinin dibine.
Herkes solugunu tutmus, yeni terk edilenlerin ne oldugunu anlamaya calisiyordu, o sirada 2 monitorun birbiriyle konusmasi ile anlasildi her sey:

"Ben sana diyordum.. sonumuz yakin diyordum.. Cocuk internette gezerken hafizamda tuttum.. kampanya var dediler, taksitle dediler, cok hafif her yere goturebilirsin dediler, cok daha hizli calisiyor dediler, sen bana inanmadin.

Simdi inandin mi o iki siyah cantada gelen diz ustu bilgisayarlarini gorunce inandin mi ha!!!!!

Simdi ne yapacagiz?Bu karanlik tavan arasinda yapayalniz ne yapacagiz????

1 comment:

Anonymous said...

Bu öyküler harika.Hangi tavan arasından ötesi nelerin zilemi ve özleminin anlatılması güzel.
Sanırım ben de buldım galiba.