Friday, October 30, 2009

Alintinin, alintisindan, alinti...

Cok tesekkurler "hep" nefis bir fikir ;-)


"

'19 Mayıs 1919

-Yav bırak Mustafa abi yaa, sen mi kurtarıcan memleketi Allah aşkına!
- Ama işgal zırhlıları...
- Boşver şimdi sen işgal zırhlılarını filan.... Gün gelir, memleketin malını mülkünü tapusuyla İngiliz'e satar bunlar.
- Yok canım!
- Yeminle söylüyorum, İngiliz vatandaşı bakan bile getirip koyarlarsa şaşma.
- Ama ahval ve şerait...
- Güzel abim yaranamazsın. .. Bak şimdi binicez bu dandik gemiye, taaa Samsun'a gidicez, savaş, boğuş, kendimizi paralayacağız, diyelim becerdik, devrim mevrim, anlata anlata dilinde tüy bitecek, sonra sen kahırdan ölücen, önce biraz ağlıycaklar , sonra gene "Son Osmanlı Padişahı" diye pankart açacaklar, mezarında dönücen.
- Saltanat kalsın diyosun yani...
- Alışmadık kıçta don durmaz abi, egemenlik megemenlik vereceğine, iki çuval kömür ver, daha iyi... Aha buraya yazıyorum, açlıktan nefesleri kokarken padişahlarına saltanat uçakları alırlar, bu gemiyi de jilet yaparlar, söylemedi deme.
- Efkarlandım be...
- Yakma o cigarayı gözünü seveyim, yarın öbür gün belgesel yaparlar, keş gibi gösterirler seni haberin olsun.
- Hal çaresi nedir peki?
- Al padişahın kızını, yırtalım.
- Millet ne olacak?
- Onlar da ulemaya sorsun artık ne olacaklarını, bize ne, kendi düşen ağlamaz.
- Laik olmasınlar mı, birey olmasınlar mı , kendi lisanları olmasın mı, şıhlara şeyhlere mi bırakalım kaderlerini?
- Bak ne güzel söylüyorsun, kader der geçerler, takalım takkemizi bakalım dalgamıza, iş çıkarma başımıza...
- İyi de, yazık olmaz mı?
- Asıl bu yaptığını yaparsan yazık olur... Bazıları sana inanacak, etkilenecek, senin fikirlerini yaşatmaya kalkacak, hayatları kayacak, evleri basılacak, içeri tıkılacaklar, kimine saçını örtmediği için fahişe diyecekler, kimine milletin malını Arap'a satmayın dediği için komünist diyecekler, kimine Ne Mutlu Türküm Diyene dediği için faşist diyecekler, darbeci diyecekler.. . Yorma ahaliyi, kula kulluk edelim, rahat edelim.
- Yok arkadaş, ben bi deniycem.
- E sen bilirsin abi.. '
Yılmaz ÖZDİL



Sağolsun sevgili Gulteinen e-postama yönlendirmiş yazıyı. Gerçi Sn. Yılmaz Özdil 19 mayıs için kaleme almış ama Cumhuriyet Bayramına da yakışır bu yazı. Hatta okuyan bütün blog yazarı arkadaşlarımı da mimlemiş olayım mesela, bloglarında yayınlasınlar bu yazıyı.


Cumhuriyetimizin 86. yıldönümü kutlu olsun.
"

Wednesday, October 28, 2009

Her turlu tripten ve turlu yapay gripten sen Cumhuriyetimi koru yarabbi!!!!


Cumhuriyetimizin 86.yasi kutlu mesut olsun....


Ey Türk gençliği !


Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir.

İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır.

Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.

İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.

Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.

Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.

Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler.

Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı!

İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK


20 Ekim 1927

Wednesday, October 21, 2009

Tecavuzu neremden alirdiniz?

Bu duyguyla ilk kez 12 yasindayken tanismistim...

Evimize hirsiz girmisti; tam da babamin arabasini "Anadol"dan "Murat 131"e cevirmeyi basardigi hafta; annemle babamin arkadaslari "yamuk camurlugu duzeltmek uzere" bizi yemege cagirmislardi...

Rahmetli Ugur amcayi cok severdim; anneler babalar yeni arabamizin heyecanini sevgiyle paylasmislar, yemekler yemisler sohpetler etmisler.. biz cocuklar da onlarin goz mesafesi bir parkta alt alta ust uste oynamistik gece yarisina kadar...

O yillarda cok onemliydi araba sahibi olmak; hele de memurken arabani kirip sarip "Anadoldan" rengini 3 haftada sectikten sonra "Murat 131" e cevirmek...

O gece "biz cok zenginiz heralde" diye dusunmustum...Cok mutlu uyumak uzere evimize yollanip yuvamiza vardigimizda kapimizi acik bulmustuk!

Annem(nasil becerdiyse) bir sahin gibi ucumuze birden sarilmisti.

annemin yapistigim elinin nasil buzzz gibi oldugunu hala hatirlarim, 12 yasindaydim; simdi 43.

KORKUyu ogrenecektim o gece!!!!

Babam polisi aradi, incelemeler yapildi (!) polisler ayakkabilariyla her yeri camur yapa yapa evimizde dolasip gittiler, halbuki bizim evde ayakkabini kapida cikartmamak ve terlik giymemek yasakti :-( ben polisler gitmeden "parmak izi almayacaklar mi?" dedim ve annem de babam da sinirle karisik bir gulme krizine tutuldu...

canim ben de bir tarafimdan uydurmadim ya; siyah beyaz izledigimiz PETROCELLI ve KOMISER KOLUMBO dizilerinde oyle olurdu; biz de birseyler biliyorduk herhalde!!! :-s

Hirsiz girmis evimize, annemin butun mucevherleri dahil, babamin guvenlik icin yaninda tasimadigi nakitler filan hepsini goturmus.. 43 yas aklimla bakiyorum, birak mucevherleri; babamin o andaki nakit kayibi gercekten bizim en az bir ay ac kalacagimiz miktarmis... helal olsun babama bizi hem de hissettirmeden ac birakmamis.

SImdiki aklimla hala anneme uzulurum yalniz.. babam o yillarin memur maasiyla kirip sarip bir suru taki almis anneme romantik romantik.. 2 parca da dunyada sadece birkac ornegi olan parcalarmis filan... Annemin 2 hafta gizli gizli aglamasini hatirladigimda; calinanlara degil.. anilarinin calinmasina cok uzuldugunu farkederim, hala ciz eder icim; babam 76, annem 68 yasinda, hala birbirlerine sirilsiklam asiklar cunku....

Ayni benim ozume vatanima asik oldugum gibi...

Cok agirima gitti bu hafta yargi suzgecinden gecirilmeden onlarca yuzlerce bebeler oldukten sonra anarsi ve bolunme icin faaliyette bulunan kisilerin prensler ve prensesler gibi karsilanmasi...

Hak, hukuk, bilim, psikolojik segregasyon... hic biri yok...

Direk geldiler yani!!!!

Ayni benim huzurlu saf cocuk hayallerime tecavuz etmek icin evimize giren hirsiz gibi!!!

Bende idrak yollari enfeksiyonu olusmaya basladi saniyorum, ulkemde olanlari anlayamamaya basladim!!!

Cok sinirliyim; bu posta resim falan da koymuycam!!!!

Tuesday, October 20, 2009

Icimizdeki Kurtlar






KIZILDERILIDEN TEK KELIMELIK HAYAT DERSI.




Cherokee kabilesinin yaslilarindan biri hayat, ask ve evlilik uzerine konusurken sunlari soyluyor:
"Icimizde iki kurt var ve bunlarin arasinda da korkunc bir savas.

Kurtlardan biri;
korkuyu
ofkeyi
kiskancligi
pismanligi
acgozlulugu
kibiri
kendine acimayi
kuskunlugu
asagilik duygusunu
yalanlari
ustunluk taslamayi ve
benciligi temsil ediyor.

Digeri ise;
zevki
huzuru
sevgiyi
umudu
paylasmayi
comertligi
dinginligi
alcak gonullulugu
nezaketi
yardimseverliligi
dostlugu
anlayisi
merhameti ve
inanci temsil ediyor."

Genclerden biri "hangi kurt kazanacak?" diye soruyor ve yasli adam kisaca cevap veriyor:

"Beslediginiz..."

Monday, October 19, 2009

40 yaş öğütleri

82 yaşındaki Betûl Mardin'den Nalân Apa'ya 40 yaş öğütleri

1. Her sabah spor yapacaksın. Günaşırı filan değil evladım. Her sabah.

2. Hep çalışacaksın. Üreteceksin. Beynin meşgul olacak, hep koşturman gereken işler olacak.

3. Günceli takip edeceksin. Haber izle, dergi, kitap, gazete oku. Gündemi yakala. Her konuda kendini “update” et. Yeni çıkan kitapları da bil, yeni açılan lokantaları da, bu sene moda olan renkleri de.

4. Evlilik ise şart değil, kafanı takma. Gerekli de değil. Hatta şöyle söyleyeyim: One problem less! (Bir problem eksik!)

5. Çocuk meselesine gelince... Ha işte, burada akan sular duruyor. Yapabiliyorsan yap. Birini bu kadar çok sevmek, onun sorumluluğunu taşımak sadece onu değil, seni de mutlu eder. Doğurmayacaksan, evlat edin. O zaman da senin çocuğun değişen bir şey yok. Evlat edinmeyeceksen de, manevi çocuğun olsun, birini okut, geleceğini şekillendirmesine yardımcı ol.

6. Günde bir kere et ye. Mutlaka her öğün sebze ve meyve ye. Kusura bakma, ben tatlı severim. Tatlıdan uzak dur diyemeyeceğim!

7. Ölümden sonra yaşamak istiyorsan, günlük tut. O küçük notlar, hem kendi hayatının tanıklığı, hem de yarına kalan bir bilgi kaynağı. Mesele benim babam, hiç üşünmeden 60 sene boyunca her gün Ece Ajanda'sına o gün olanları yazmış. Hâlâ açıp okuyorum ve çok faydalanıyorum.

8. Olumlu olacaksın.

9. Bazı şeyleri kabul edeceksin: Bütün kadınların seni sevmesine imkân yok! Demek ki bazı kadınlara dikkat edeceksin.

10. Erkeklere gelince, aynı anda birkaçını sevmeyeceksin. Ama onların böyle bir yeteneği olduğunu bileceksin!!!


not: ben de kucucuk bir ekleme yapmak istiyorum izninizle;


*Hayatinin her hangi bir doneminde mutlaka bir kedi edin..Kedin olsun en az bir tane omrunun icinde ve izle onu... Inan bana giz dolu o patilerden cok sey ogreneceksin....



Saturday, October 17, 2009

Wednesday, October 07, 2009