Wednesday, July 01, 2009

Oyku(5)

.....
Ablasi “aa koca adamsin Altan sen boyle yaparsan bu cocuk ne yapsin, solmayacak cicegin merak etme, hadi gel eve sana yiyecek bir seyler hazirlayayim, senin hepimizden once ayakta dim dik durman lazim, hadi oglum”


Boyleydi ablasi onun, sakin, sefkatli, hem de cok guclu...Onun kucuk annesiydi hep. Gozyaslarini sildi ve eve dogru yollandi.

Annelerini Altan henuz yedi yasindayken bir tren kazasinda kaybettiklerinde Jale lise ikinci sinifa gidiyordu.

Aci kayiplarindan cok kisa sure sonra okulu birakmak zorunda kalmisti Jale cunku birilerinin evi cekip cevirmesi, Altan’in bakimi ile ilgilenmesi gerekiyordu.

Babalari bir devlet dairesinde calisiyordu cok namuslu, serefli bir insandi.Rahmetliden geriye kalan en buyuk miras serefli bir yasam surmek olmustu.

Bir kez daha evlenmeyi asla dusunmemisti babalari, es dost ahbap konuyu actiginda “ben evlatlarimi uvey ana yaninda buyutemem sonra ne derim ona, yakama yapistirmam onu” der basini yukari dogru kaldirirdi.

Altan cocuk akli ile babasinin son hareketinin annesi ile ilgili oldugunu bilir, gogsu kabarir, kendisini cok guclu hissederdi.Biliyordu cunku o da, biricik anneleri bir bulutun uzerine oturmus onlari izliyordu.

Jale ablasi hayatini adamisti kendisine de babasina da.Evlenmemisti, evlenememisti.
Kendisini isteyen tum damat adaylarina bir bahane bulup reddetmisti kardesini ve babasini birakmayi.
Bir anne sefkati ve yuregi ile bakmisti ikisine de.Sakin ve sefkatli tavri ile babasina bile annelik yapiyormus gibi gelirdi Altan’a o zamanlar.

Kucuk annesiydi Jale Altan’in.

Sonra hatirladi Altan “ne tuhaf” dedi, “nereden geldi aklima ?”

Ablasinin cocuklugunda kendisi için dikis makinesinde diktigi kisa sortu ve onu tamamlayan ayni kumastan, mavi sile bezinden yapılmıs gömlegi geldi.

Ne hava atmısti onunla mahalle arkadaşlarina ama..! Amma da kiskanmıştı arkadaslari kendisini.

Ablasinin maharetli ellerini düsündü sonra, o eller var ya o eller hep baskalari için vardi.

Jale sadece zorunlu gereksinimleri icin hunerlerini kendi için kullandi ve o , “o kadar hunerli, o kadar kudretli” bir yürege sahipti ki iste kendi ihtiyaclarından kalan o devasa kutleli kalbi ve huneri baskalarına adamisti.

Simdi de kizina bakiyordu iste once kendini buyuttu, şimdide Zeynosunu buyutuyordu.

Jale ablasi da gencliginde Jale ablaydı ha !” Yururken mahallenin delikanliları arkasindan segirtirlerdi saygiyla, korkarak, begenerek...Acaba onların icinden begendiği var miydi ki ablasinin?

Ama ablasinin gencliginden hatirladigo gur, sIk, tarak girmez saclar, uzun ama yumusacik hatlarla çevrelenen bir yuz ve gozler vardi onun uzerinden hic ayrilmayan.

Kalbini hastanede bırakip ve aklinda bu dusuncelerle geldiginde eve, iki guzel kafada dort uzgun ve umutsuz goz karşıladi onu...

Bir cırpıda anlatti herseyi,defalarca yanitladi ayni sorularini onlarin..

Kuzusunu hep kucagında tuttu, kokladi, kokladi,kokladi..

Acaba Rengin’ de annesi gibi mi seyredecekti kendilerini bir bulutun uzerinden? Kendileri ise günesini kaybetmis gezegenlere mi donuseceklerdi?

Kazayi anlatti, burnunun dibinde olan kazayi...

Saniyeler içinde olan o korkunc dehseti anlattı..sag caprazindan gelen arabanin nasil da konteyner yuklu TIR’a carpmasini anlatti. Kadinini anlatti, kazadan bir kac saniye sonra ilk goz goze geldigi andaki caresizligini, kadininin gulumsemesini anlatti sonra.

Görevliler celik makaslari ve testeresi ile keserken arabanin kapilarini onu korumak için nasil cirpindigini anlatti.

Hic susmadan , “siki bas, siki bas” bak daha Kuzey Isiklari var gorecegimiz beraber belki Norvec’te belki Finlandiya’da diyordu.

Sonra nasil cikarttiklarini anlattı arabadan “canini” ve o hunerli calisan ellerin insancilligini anlatti onlara .

Hastahanedeki halini anlatti evde merak eden iki kizina...biri buyuk, biri cocuk iki kizina...

Ameliyathane ile koridor arasinda bir kepenk vardı yukarı dogru acılan ve sedyenin yüksekligi kadar da sabit bir duvar .

Sonra kepenk yukarı açılmaya baslamisdı. Altan yüz ifadesini okumayı iyi bilirdi ve doktor konuşmaya başlamadan anlayacaktı herşeyi...

Rengin yaşayacaktı.

1 comment:

aysebebek said...

AY!!!Kıyıldım...!!