(anonim degil de ait oldugunu bildiginiz yazar ismi varsa lutfen soyleyin duzeltme yapayim)
"Colun ortasinda; bir suru devenin beslendigi bir kabilede yaşayan zengin ve muktedir bir kabile reisi varmis.
Reisin kendisi de kabilesi de pek iyi yurekli pek caliskanmis 'kervan' surmek icin bol miktarda ve comertce deve beslerlermis.
Bu reisin ayrica dillere destan, eşi-benzeri az bulunur bir atı varmış.
Yol boyunca develeri izlemis hep gulumseyerek kabilesinin besledigi.
Develer hic bir sey yapmadan besleniyormus.
Hayli zaman at koşturduktan sonra dönmek üzere iken uzaklarda bir kımıltı dikkatini çekmiş.
Bir insan, yerde yatıyor. Belli ki çok hasta veya ölmek üzere. Yardıma muhtaç.
Bu sirada ilerde develer besleniyormus.
Hemen oraya yaklaşıp atından inerek yerdeki adama yardıma gitmiş.
Hâlâ nefes aldığını görünce sevinip atının terkisinden su kırbası almak üzere iken, yerdeki mecâlsiz ve hasta adamı, o herkesten kıskandığı değerli atın üzerinde görünce şaşırıvermiş.
Adam atı topuklayıp erişilemeyecek kadar uzaklaştıktan sonra dönüp, alay edercesine bakmış atın sahibine; fakat bir gariplik var; atın sahibi ardından koşarak bağırıp çağırmıyor; sadece durduğu yerde ağlıyor.
Develer de hic bir sey yapmadan ilerde besleniyor.
'Ne oldu?' diye seslenmiş hırsız,
'Zoruna gitti de ondan ağlıyorsun değil mi? Sen ki bu atı kendi gözünden, evlâdından bile kıskanırdın ama bak, aklım ve çevikliğim sâyesinde şimdi benim oldu atın; ne kadar ağlasan yeridir kadınlar gibi!'
Atın sahibi gözyaşlarını silmiş; demiş ki:
'Hayır ey hırsız, atımı çok severdim, doğrudur; senin onu benden çalman elbette gücüme gitti, fakat onun için ağlamıyorum.
Sadece bu haber yarın etrafta duyulduğunda,bundan sonra çölde hiç kimse, ölmek üzere olan gerçek bir ihtiyaç sahibine bir damla su vermeye çekinecektir.
Hem de bu zavalli develeri de kimse besleyemeyecektir artik...
Üzüntüm ondan!'
Bu sirada ilerde develer besleniyormus..."
Aslinda gunluk hayatimizda ve kendi engin columuzde o kadar cok col hirsizi ile karsilasiyoruz ki; kimi atimizin pesinde, kimi urbamizin, kimi ruhumuzun, kimi dusuncelerimizin kimi de ozgurlugumuzun.
Kaptiriverdigimizde o issiz colde kendimize ait o seyi ya dalginligimizdan yahut guvenimizden, veyahut da kaba kuvvete karsi direnemeyerek hepimiz farkli tepkiler gosteriyoruz.
Kimimiz agliyor yakiniyor sizliyoruz, kimimiz yakalayip dersini vermeye calisiyoruz o hain hirsiza, kimimiz hicbirsey yapmadan sadece kin tutuyor kendi kendimizi zehirliyoruz, kimimiz korkuyor kaciyor baskalarinin collerinde saklaniyoruz bir daha geri donmemecesine... Donup cesurca hirsizin hakkindan gelmeyi calisani ayakta alkisliyoruz kimimiz, kimimiz de pesinden takip ediyoruz bu kahramanin...
Icimiz, disimiz, hayatimiz, dunumuz, yarinimiz degisiyor bazen belki basimiza gelenden dolayi fakat tek bir sey degismiyor...
Develer hep ama hep, bir sekilde besleniyor....