Ben - "Ha? ah hah hah ahahahahh... ne kadar da esprik bir havalimani gorevlisi bir kardessiniz, demek ucak koltuklarini birden fazla kisiye mi satmislar aha hah huh ohu heh hu! (??????????????) "
Gorevli - (ayni ciddi gorevli) daha da ciddi bir ifadeyle "Bir saniye birseyler ayarlamaya calisiyorum"
Ben - icimden gelen "nihahahahaha!!!" nidalarini kontrol etmeye calisarak "yok yok... siz saka yapmiyorsunuz sanirim.Yani, ben bundan yarim saat once yurt disindan gelen bir ucaktan indim, bahsi gecen Izmir biletimi haftalarca once internetten almistim, kiziminkini de birkac gun once bakin PNR numaralarimiz burada, bekleme listesinde degiliz.... , 4 bavulla dis hatlardan ic hatlara isik hizi ile geldim; ancak siz simdi bana benim cocuklugumda oz bilmemne turizm otobus yolcularinin basina gelmesi muhtemel bisiyin ucaga binmeye calisirken basimiza geldigini mi ima ediyorsunuz?"
Gorevli - "bir saniye hanfendi sistem kitlendi"
Ben - "ama ucak 20 dakika sonra kalkacak ve bu geceki son ucaginiz... sistem ne dusunuyor bu hususta?"
Gorevli - "yok yok o kalkmaz o zaman; daha inmedi ucak, nasil kalksin"
Kurabiye - "Anne ne diyo bu abi?"
Ben - "Kizim dur bii... cekme cantami.. beyefendi; hani yer problemi varsa ucakta hic sorun degil, pilotun yanina 2 tabure atin biz orda da gideriz ehuh huh hehe heh :S "
Gorevli - "Kimlikleri alayim"
(bir inceleme ve goz bebeklerime keskin bir bakis!!!)
Gorevli - "Yaninizdaki cocuk kim?"
Ben - "(bu bir kamera sakasi olmali evet evet bir kamera sakasi bu) kizim sen kimsin? git burdan birak beni, neden pesime takildin? aaa bi de bana anne diyo bu yaa!!!"
Kurabiye - "Anne yaaa ne diyosun?"(cocugun tahammulu yok, yaklasik 8-9 saattir havaalanlarinda orda burda.. yoruldu.. yoksa espriden anlar benim kurabiyem, baya bi zora sokardik isi; biliyorum aslinda o da benim gibi catlak!)
Gorevli - "Hanfendi verdiginiz kimliklerde soyadi farkli"
Ben - "Neeee aman allahim; o zaman bu cocuk kim??? Benim cocugum nerde? eyvah!!!!
Ama bi dakka hatta bir saniye beyefendi, sanirim bana anne diyen bir cocuk ile ilgili yaraticiliginizi kullanamiyorsunuz o zaman ben bosanma mahkeme kararinin fotokopisini takdim edeyim"(aklimi seveyim bu kagidi 3 yildir yanimda tasiyorum ve ilk defa lazim oluyor)
Gorevli - "(alayci ve inanmaz bir ifade ile)Tamam yalniz amirimi aramam lazim..
Amirim boyleyken boyle.. evet bana bir kagit verdi.. efendim? burda cok sey yaziyor hepsini okumam mumkun degil? nasil? evet cocuk anne diyor... Kagidin basi? ah evet ordaki soyadi cocugun soyadi... haa hmm evet..evet evet sonundaki soyadi da kadinin soyadi (bu sirada arkadas siki bir firca yiyor veya gazi var cok fena karni agriyo ; zira surati kippppp kirmizi oldu!!!"
Gorevli - "Buyrun beyefendi cikis kapiniz 110"
Ben - "Beyefendi?"
Gorevli - "Pardon hanfendi"
Ben - "Soyadi farkimiza ragmen anne kiz olmayi ve ailemizin evine gitmeyi hakkettik demek ki tesekkurler.. haa bu arada not dustunuz mu pilotun yanina atacaklari tabureleri baglamak icin de ip lazim bize, mazallah kis mevsimi hava boslugu filan, havada ucarken pilotlara carpmayalim"
Gorevli - (bu sefer morumsu kirmizi renkle) "iyi ucuslar hanfendi ozur dileriz"
Ben koltuk numarasina bile bakmadim, digidik digidik son hizla "jet kurabiye" ve ben kostur kostur 110 numarali kapiya gittik.Aman aman ne guzel kapinin onu gayet dolu "Oh" dedim icimden ucak rotar yapmis ama her an ucaga alinabilirdik.
11 yasindaki kurabiye dikkatli tabi "Anne bu kapi Trabzon kapisi" bende artik sabir kalmamis "of ya kizim ha ne ya?" filan derken kafami kaldirdim anaaaa bi baktim vallahi de biz Trabzon ucagini bekliyoruz!!!
Hemen ordaki bir gorevliyle boardlarin altina gittik; vallahi de Izmir ucagi da Trabzon ucagi da ayni kapi numarasinda hem de kapinin ustunde Trabzon yazarken bizim binis kartlarinda da ayni numara var.110!!! ve bize gore 110a yanasan ucagin Izmire gitmesi gerekiyor! Gorevli bizi rahatlatti "heralde bir ucak sag cikis kapisindan oburu sol cikis kapisindan yolcu alacak(puhah hah hah yuz ifadesi"
Ben teslim oldum! Ordaki bir koltuga coktum! bu sirada devamli arayan abim ablam annem filan bilimum ahaliye rapor veriyorum, konustugum telefonun obur ucu gulecek gulmesine de puhhhaaahhh diye ; benim sesim sinirden artik titremeye basladigi icin cesaret edemiyor:-)
Valla kurabiye vaz gecmedi; elinde ucus kartlari devamli ekranlara gitti geldi; bu arada bana bir su; kendine bir turkce dergi aldi; cocuklar bir felaket oluyor onlarda kesinlikle bir "son dakka enerjisi" diye bir depo var biliyorum onlarda o sirada. Benim aklim akillica cozumlerde "hmm hava alani yakinlarinda Wow otel diye temiz bi otel vardi daha olmadi bu gece orda yatar yarin gideriz izmire; kesin kacti bu ucak" filan derken degismis kapi numarasini ilk kurabiye buldu, beni ve cevremizde Trabzona gitmekten urken diger Izmir yolcularini toplayip dogru kapiya goturdu.
Diger yolcularin toparlanmasi zaman aldi; 1saatten daha uzun bir sure sonra ucak havalandi.
Enteresan!
Hayatimizda ilk defa 1D ve 1E de seyahat ettik kizimla(hem de ekonomi biletiyle :-))
Kurabiye "Bu nasil oldu anne?" dedi; ben de "Kokpite koyacak tabure bulamamislar kizim" dedim.
Annemin sarmalarini sarimsakli yogurtla yerken saat gece yarisi 2:30 olmustu.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
6 comments:
Tarih ,geçen Şubat!
Kıbrıs'a gideceğiz.Sırığımla birlikte çakılımın diploma törenine katılacağız.Bu Kıbrıs'a kaçıncı gidişimiz. Havaalanında bilet kontrolü yapılıyor,biz gayet normal şekilde sıramız gelince evrakları uzatıyoruz,görevli şüpheli bakıyor ve "lütfen yan tarafa gelir misiniz?deyince gülümsedim..."Bu çocuk sizin mi?"diye sorduklarında aynı senin gibi düşüncelerle doldum."Nasıl yani?" dediğimi hatırlıyorum."Soyadı tutmuyor"."Boşandık" diyorum.
"Babasının izni olmadan gidemez bu çocuk."demez mi...Yemin ediyorum ki kamera şakası zannetmiştim ben de...
"Beyefendi dedim,babasını bulursanız bi zahmet bize de gönderin,oldukça birikmiş nafakamız var"diyerek şakaya dahil olmak istedim.
Ama onların suratı,çocuğunu yurt dışına kaçırmaya çalışan bir anneymişim tavrıyla bakmaya başlayınca,sırığıma döndüm,bembeyaz olmuş bir yüzle karşılaştım.Tepem attı birden.Ne söylediysem nafile,çocuğum"gidemiyeceğiz galiba anne demeye,etraftakiler sanki bir suç işlemişiz gibi bakmaya başladılar...Çanta değiştirdiğim için,boşanma kağıtlarını almamış olabilir miyim diye çantamı karıştırmaya başladım.Neredeyse 10 sene olmuş boşanalı,hala etkisi bu şekilde çıkıyor benden.evlilikte zarar gördüğüm gibi,boşandıktan sonra da zararını görüyordum.Elime geçse boğacağım o an.Neyse ki evraklar yanımdaymış...
Hala pürüz çıkarıyorlar.Gidiş dönüş biletlerini gösteriyorum olmuyor...
Görevli polise"bu uçağın kalkışını izlersem,şirketten epey tazminat alırım değil mi?"diye sorduktan sonra,belki evrakların etkisiyle son dakikada uçağa yetişebildik...
O psikolojiyi yaşamayan anlayamaz canım.Çok ürkütücü...
İyi bayramlar...
TüTü
welcome to your own country..:))
Yabancıların meşhur bir lafı var : Burası Türkiye :))
Hoşgeldiniz demek istemişler aslında siz anlamamışsınız :)
İyi bayramlar..
Tutu; donuste yer hostesinin gozune soktum "evrak" i hicbisiy olmadi :)))
Abi; bir gelirken bir donerken seviniyoruz... ablamla ve abimle konustum az once dedim ki "yaa benim yatagim ve mutfagim burada ya; ne bileyim karisik duygular... memleketimi de evimi de ozluyorum iste...
Asortik; bizim canimiz ozumuz bu, bir noktaya kadar kiziyorsun sonra donunce hepsi seker birer ani olarak kaliyor be yavvv ...
sevgili Gulteinen..
biz de bayramda değişik bi'şi yapmadık.. bizi heyecanlandıran ve mutlu eden tek şey, bayramın ikinci gününde Alsancak Reyhan'da yeni dostlarla ve onların çocuklarıyla tanışmaktı..:)
sevgiler..
Kurabiye'ye çok selam..
Sevgili Abi; ne guzel yapmissiniz :-)
Post a Comment