Sunday, December 23, 2007
Memleketim
Etki Alani nin tahmin ettigi gibi "Havasinaaa suyunaaaa.. tasinaaa topraginaaa.. bin can feda bir tek dostunaaaa" durumlarini yasamaktayiz:)))
Bir telas hastalik ustalik falan filan derken bayram tatili christmas tatili arada tekes tukes gunler hepsini birlestirdik, hem zaten ablamlar da kesin donus yapiyor, hep birlikte dolustuk ucaga geldik memlekete..
Ablamlar direk Izmire gecti, biz kurabiyemle Istanbulda kaldik.
Kurabiyem babasina kavustu, onunla hasret gideriyor simdilerde.
Ben kuzumun evinde kaliyorum.
Derhal asla baslanamayan rejim 28 Aralik sonrasina ertelendi tabii ki:))))
Gunler dolu dolu geciyor, hangi birini anlatayim:)))
Tabi ki ceplerim dolu donecegim ve herbisiyi de paylasacagim..
Firsat bulursam Gulcinin bankasina gidip ona ciii eeee diyip sasirtacagim.. aramizda kalsin, kimse soylemesin ha ona:)))
Memleketimi cok seviyorum.
Kesin donus yapacagim gunleri iple cekiyorum.
Iyki dooodun ciiiv ciiivvvv!!!!!
ups and downs
Inisler ve cikislar dedi bir abim bana bugun.
hayat devam ederken inisler ve cikislar.
"yeter ki" dedi.. "inis resminde yasama hayati, kalp duzensizligi seklindeki ECG gibi yasa olur mu hayati" dedi.
diiiiiiiitttttttttttttttttttttt sesi asla olmasin dedim kendi kendime hayatimda ben de.
ben kalp carpintisi gibi yasamak istiyorum geri kalan hayatimi...
Tuesday, December 11, 2007
Bocuk :(
Bocuk deyip gecmeyelim...
Agirligimizin trilyonda biri olan bu yaratiklar.. bu caniler ve bu alcaklar ne isler aciyor basimiza bir bilseniz!!!
Tecrubeyle sabit olundu walla :(
Persembe gunu sol dirsegimden bir bocuk isirdi, belki de bir sivrisinek ne bileyim?
Cuma aksami yemekte konuklarimiz vardi, hos sohpet yemek yerken dirsegim de hala tatliiii tatli kasiniyordu, hafif de sismisti hatta soyle dusunmustum "bu sivrisinekse eger, kis uykusuna yatmistir herhalde, zira butun kislik gidasini dun gece benden almis"
Cumartesi sabah klasik, 7de kalktik, kurabiyemi at kursuna goturdum, pek de hostu bu hafta; digidik digidik digik hic durmadan 40 dakika onu izlemeye doyamadim sol kolumu tutarak.
Sol kolumu tutarak zira Cumartesi sabah uyandigimda o tatli kasinan kolum nedeyse bilegimden omuzuma kadar sismis ve agrimaya baslamisti.. mor kirmizi bir renge burundu, ben de evden cikarken ablama "donuste bi hastaneye ugrayayim da adam gibi krem versinler su isiriga.. haa ekmek lazim mi sen cayi koy biz 10 gibi geliriz taze ekmek alip" dedim.
nerdeeeee!
hastaneye girer girmez beni goz altina aldilar!
resmen goz altina!
hapis yani:)))
doktor bakti, "ciddiye alsaniz iyi olur isiriktan dolayi deri alti enfeksiyonu olmus, toksik shock tehlikesi var agresif bir sekilde antibiyotik/penisilin tedavisine baslamamiz lazim" dedi..
Nasil yani? nasil agresif yani?? yani "hirr hirr hirrrr!!" diye mi yutcam haplari filan diye dusunurken beni bir yataga yatirdilar, 20 cm buyuklugunde(ignesi diil haznesi) sisko bir siringa hazirladilar ben hemen caktim durumu "ablaaaa beni sisliyolar yetiissss!" diye ablami aradim. Hemen bir taksiye atladi hastaneye geldi.
Bu sirada benim bazi ilaclara allerjim oldugunu bildikleri icin penisilin testi yaptilar ki... aman aman aman.. evlerden uzak; allah dusmanima vermesin tarzinda...Cayir ciyir yandi derim ben de ciyaaakkk bagirdim:)
Bu sirada bir yandan da kurabiyemi sakinlestimeye calisiyorum surati fena dustu :( "annecim annecim nolmus neymis naapiyolar sana" paniginde.
Neyse ablam gelince sakinledi kurabiye.
orada gecen 1,5 saati anlatsam kelimelere sigmaz.. damar bulcas diye her tarafimi delik desik etmelerini mi anlatayim, agir doz ilac olmasi sebebiyle ilaci damarima enjekte ettikce onlar, nasil bayginlik haline dustugumu mu.. neyse bitti.. damar ariycas diye deldikleri sag kolumu da mosmor ettiler " aksam da geleceksiniz" bi de igne karti verip gonderdiler.
ilk 2 gun sabah aksam 2ser gram antibiyotik verdiler. 1 gram antibiyotik, 1000lik bir kutu ilaca tekabul edermis!!
Baya agresifler yani:)))) Su ana kadar 3 gunde 12 gram ilac sislediler vucuduma!!!
12 kutu antibiyotik yitmus gibi yani!
Aklimizda bulunsun allah gostermesin ama bocuk isirigi kabarigi deyip gecmemek lazimmis!!
neyse dun sabah gunde bir kereye dondu igne ve damardan degil popodan yaptilar.
Bu sabah da oldum igne, yarin da olcakmisim:(
Zar zor kurtuldu sol kolum, sisi filan indi ama halimi bir gorun:))
sol kol hala agriyor, sag kol delik desik bir kismi mosmor, popolar delik desik "kevgir oldum be kardeslik!"...
bocuk!!!!
bocuk iste alti da bocuk ustu de bocuk ama alacak hain kalles bir bocuk!!!
kurabiyenin tabiri ile "Bocuk annemi yedi buhhuuu"
Thursday, December 06, 2007
"Yarina cebin bos girme" dedi bana..
Bi laf etti beni dusuncelere savurdu yine...
Kim mi?
O iste ya.. O.. Ailenin akilli bidiki.. Ablam.
Oole bir bir dir dir konusurken laf lafi acar ya 2 kizkardesin sohpetinde; bana zart diye bi laf etti
"E tabi kendine yeni 'tarih' ler, yeni anilar yaratmaya hemen baslaman lazim kizim gelecek icin.Yarin hemen kapinin arkasinda bir bakmisin cebin bos girivermissin yarindan iceri"
"Hink" dedim kaldim.
Dogru ya; burnumun dibindeki ornege takilmak yerine cogu kez neden gecmise cok fazla takiliyordum ben?
Benim icin olaylari cozup arkaya bakmadan yurumek imkansiz adeta..
Illa herseyi sirtimda tasiycam, kenara koyup da bir oh demek yerine...
Ama gecmisin yuku ile bugunde yurumek; gerekirse kosmak ve ileriye bakabilmek o kadar yoruyor ki insani...
Ablam o kadar sevecen bir o kadar da kati olabilen bir insan.
Kolay kolay hicbir sey hic kimse aglatamaz onu ama ailesinden birisi acikli acikli karsisinda aglamaya basladiginda aglayandan daha cok selale gibi goz yasi uretir.
Bir sey bittiyse bitmistir ablam icin. Hic "az bitmis", "bitmeye baslamis" "kiyisindan bitmis" hikayesi olmaz ablamin.
Bitti mi biter.
Gururla da soyler " Biiitttt tiiiiiii!"
Bir seye baslanmissa hep iyi taraflari dusunulur ablam tarafindan, adeta polyannacilik oynanir.
Is terse donerse de onemli degildir, terse donene kadar yasanmis mutluluklar gecirilen zamanin bedelidir ablam icin.
ve hemen sayfayi cevirir.
Ablam gorur.... ama gormez bi suru seyi.
Ailesinden kimseye kizamaz.
Gonul koymaz.
Sitemlere aldirmaz.
Onla soyle agiz tadiyla bir kavga edilemez.
5 dakka sonra hic bir sey tartisilmamis gibi yemyesil gozleri ile sana bakarak gulumseyebilir.
Ablam iste.
Benim hic aklimdan cikarmamam gereken karekter.
Kim akil ettiyse iyi etmis de su ABLA lari yapmis :)))
Tuesday, December 04, 2007
Tek basina...
Ataol Behramoğlu'ndan....
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü biri
Ve hiçbirşey yapmamaya karar verdi
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü bir öteki
Ve yalnızlığının kuytuluğuna çekildi
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü bir üçüncü
Ve tek başına düşünmeyi sürdürdü
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü yüzbinler
Ve tek başınalıklarını sürdürdüler
Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü milyonlar
Milyonlarcaydılar
Ve tek başınaydılar
Bu arada birileri
Onlar adına
Karar vermekteydi
Tek başına olduklarını sananlar
Topluca ortadan kaldırıldılar....
Yanlis anlamak
Sunday, December 02, 2007
Yargisiz infaz konusu.
Biz bayiliriz hepimiz birer yargi merkezi olmaya, kucuk birar yargicizdir hepimiz.
Cevremizde devamli cozumlenmemis kordugumler arariz adeta, ancak bu kendi kordugumlerimizden kactigimiz an dir.
Baskasini infaz etmenin inanilmaz lezzeti!
Bu bilincsiz varolustur!
Evrenin zakasini goz ardi ederiz, tum olumsuz duygularimizi giyer, herseyin gorundugu gibi oldugu konusunda kendimizi onaylar, bununla da kalmayip ortak eylem moduna gecerek bir infaz heyeti olustururuz kendi kucuk capimizda.
Onaylanmak, insanin kendisini hakli hissetmesi icin duymasi gereken onemli bir duygudur cunku.
Kapinin arkasina bakmayiz, yargilama olasiligi konforumuzu kaciracaktir kapiyi acip iceriyi koklamak.
Gozumuzun gorduguyle, gonlumuze bas vurmadan agzimizla yorum yapmisizdir.Daha da guclendirmek icin daha da cok konusur agzimiz.Yargilarken kendimizi daha da ustun gormekte, sanal bir gucle donanmaktayizdir.
Hepsi sanaldir oysa.
Gercek olan yargisiz adalettir.
O, yasamdaki her seyi farketmemizi mumkun kilan ve olumsuz duygularimizin isin icine karismadigi bir farkindalik halidir.
Yargisiz adalet anlayis ve sevgiyi dogurur.
Karsidakine aciklama cesaret ve olasiligi verir.
Eger bencil aklimiza gonlumuzun arkadaslik etmesiyse amacimiz,anlasilmaz gorunen olaylari bile yargilamaktan vaz gecmeliyiz.
Gucumuzu, aklimizda gezecegimiz senaryolardan degil, gonlumuze kulak veren gozumuzun gordugu gercek oykulerden almaliyiz.
Bir de kapiyi acip arkasina bakmaliyiz.
Biz ve kucuk duvarlarimiz...
Duvarlarimizi ormek zorundayiz.
Duygusal olarak baskalarina baglanabilmeyi ogrenmeyi ama ayri olabilme ozgurlugumuzu korumayi ogrenmek zorundayiz.
Reddettigimizde tamamen kaybetmeyecegimizi ogrenmek, reddedildigimizde ise duygusal olarak onlardan uzaklasmamayi da gelistirmek zorundayiz.
Isimiz cookkk zorrr.. cokkk..
Psikologlar insanoglunun kisiligi ve oz guvenininin 2 ila 5 yas arasinda oturdugunu gozlemler, bu konuda sayisiz yazilar okumusumdur ancak kisiliginin 42 ila 45 yas arasinda oturdugunu tespit ettigim yuzlerce de ornek gordum hayatimda.
Cevremde "cok gec erkenlik" yasamis bir suru insan gordum.
Duvarlarimizi ormek zorundayiz.
Ama ayni zamanda da baskalarinin yarim yamalak derme catma orulmus diye duvarlarinin diger tarafina atlamamak zorundayiz.Firsatcilik kotu bir seydir.Bu tecavuzdur.
Istedigimiz kadarini vermeli ve gostermeli; diger taraftan verilen ve gosterilenle yetinmek zorundayiz.
Yasam arsizi olmak iyi bir sey degil.
Hepimiz dogar dogmaz once yercekimine alismaya calisiyoruz, yercekimini yatay olarak hissetmenin anlami yok.Yatay cekim olsaydi birileri de bir zamanlar ayrica onun icin "evrekaaa evrekaa" diye kosardi.
Yatay cekim hissimiz duvar otesine tecavuze dogru gittiginde kendimizi kontrol etmek, ayni sekilde saldirilara karsi da ozelimizi korumak icin duvarimizi ormek zorundayiz.
Bunun hic bir istisnasi yok; kari, koca, cocuk, anne, baba, kardes veya bir baska sacmasi.
Izin verdigimizden ote hic biri gecememeli duvarin bu tarafina.. ne de biz gecmeliyiz ote tarafina.
OZEL olmak zorundayiz.
OZEL'e de saygi duymak... Zorundayiz...
Saturday, December 01, 2007
Ruya...
Fena kafayi kirdim..
Inanilmaz ruya gormeye basladim diye boyle dusunmeye basladim.
E be kardesim kendini bi yerden duserken gor; hopla uyan.
Uctugunu gor yukseklikten kork uyan...
Ne bilim butun gece yuz denizlerdfe sabah kalk ablana anlat di mi?
Hayir hayir benimkiler oole diil bu ara ya; konulu filan; ben bir karekterim; canli hayatimda tanidiklarim da baska karekterler icabinda(canli diyom toobe toobe.. sanki uyurken olmusum gibi)..
Yani sey diyom dusunce fazlasi var galiba yasama aninda, aklimdakileri de dusumcemdemi yasiyom naapiyom yahuuuu..
Bir suredir baska dunyaya geciyom ya! abicim benimki ruya filan diil, bittiginde boole yazilar akiyo, yonetmen su, makyoz su, menejer su filan...
abartiyosam bes bin kere nooliym! :)))))))))))))))))
Sona tabi ki ilacimiz net, nete baktim ruya kimmis neymis ne diilmis!
Ya acikcasi soliym yorumlari filan diil beni ilgilendiren; sedece benim beynim ben uyurken bana neden bu kadar cok hikaye anlatiyor onun pesindeyim:))
Bisiy buldum:
Dr. B. Klein adında Amerikalı bir bilim adamı yardımcıları ile birlikte hummalı çalışmalara koyuldu. Gönüllü olarak seçtiği bazı kimseleri hipnotize ederek uyuttu. Belli bir süre sonra uyandırıp rüyalarını dinledi. Neticede, bir rüyanın yirmi saniyeyi geçmeyecek kadar kısa sürdüğünü tespit etti. İşin enteresan tarafı şuydu ki ; uyandırdığı gönüllüler üç beş saniye süren rüyalarını saatlerce anlatabiliyorlardı. Hatta bir kısmının rüyası yazılsa ortaya kalınca bir macera romanı çıkabilirdi. Dr. Klein yılmadan tecrübelerini sürdürdü. Bu iş üzerinde sarf ettiği pek çok mesai sonunda vardığı netice; en uzun rüyanın doksan saniyeyi geçirmediği idi.
yemin ediyoprum benimkilerden birbucuk saatlik uzun metrajli bir film yapilabilir, bu nasil arastirma yaa :)))))))))))))))))
Hay ben net e de carpayim!!
neyse ben nette gezmeye devam ediyorum, Ataturkumle ilgili bisiy gordum; Atam ruya gormus, tabiri yazilmis, nette malzeme olmus.. ba ba ba ba baaaaaaaaaaaaaa!
Aynen copy paste yapiyorum:
"ANNESİNİN ÖLÜMÜNÜ RÜYASINDA GÖRMESİ
Atatürk bir sabah yatağından endişe içinde kalktı.Bir rüya görmüştü ve bu rüya canını çok sıkmıştı.Atatürk bu rüyayı şöyle nakletmiştir.” Arazide dolaşıyoruz. Her taraf yemyeşil, çayır çimen. Birden bire bir sel geliyor, annemi alıp götürüyor.”
Bu rüyanın akabinde acı haber, kısa bir süre sonra yaveri Salih'in yolladığı şifreli telgraf ile gelir. Atatürk telgrafın şifreli olduğunu görünce hemen " Annem öldü değil mi " der.” "
Yapmayin ya!
ticari kaygimidir yaptiginiz bilmiyom ama bunu yapmayin..
Yoksa sizi cin carpar bak!
Ocu bocu gelir yer!
Duuunn ganga dun gangaaa!!!
bak Atamin yaverleri geliyo sizi yemeye ya!
Boooooooooo!!!!!!!!!!!!!!!!!
:))))))))))))))))))))))))
Thursday, November 29, 2007
bir fotograf makinasi alacagim...
Yetti artik..
bir de kucuk not defteri alacagim..
Gun ici herkese normal gun ici ama benim HERKES le paylasmak istedigim oyle anlar oluyor ki.. oyle resimler, oyle anlik yasamsal yorumlar paylasmak istiyorum ki..
"Ahaaa" diyorum " bunu oyle bir yazacagim ki yorumumu; keske resmini de cekseydim" yorumumla gozlemim o anda cok net kafamda.
sona yarin oluyor.
ani da yorum da pufff gidiyor aklimdan o gun yapilacaklar ve yetisilecekler aliyor yerini.
bloguma ayiracagim bir sandvic yiyimi yerde aklimda bir sey kalmiyor:(((
Yapacagim; bir fotograf makinasi alacagim, bir de kucuk not defteri.
Not defterime ruyalarimi bile kaydedebilecegim paylasmak icin.
Makinamla paylasmak istedigim her seyin resmini cekecegim..
maalesef ruyalarim haric..
Tuesday, November 27, 2007
Laga luga..
Dun aksam inanilmaz SIKILDIM!!!
Ya yemeenizi yiyin gidin otelinize misil misil uyuyun odanizda di mi?
Yok illla muhabbetin b...u cikacak..
Malum celik sektoru erkek bir sektor; 22 adam ve ben toplantilarda al takke ver kulah birbirimizin bogazini sikip duruyos.
Ben daha avantajliyim, bogaz sikarken uzun tirnaklarimin avantajini kullaniyom, bi de tirnak batiriyom currkk diye huhuhu hehehe.. pardon...
Neyse efenim.
Bizim genel kurul toplantisi devam ediyo, once benim mudurumun mudurunun muduru geldi yanima "vaayy sebnem nasilsin naber isler nasil " filan muhabbeti.
Sona sordu "Ya butceyi ikiye katlamislar, hala ayni eleman sayisiyla sen lojistik hizmetine devam ediyormussun bu harika" dididi vididi..
Sanki ben sihirbazim!
Ben de dedim ki:"Benim mudurum ve onun muduru sizden emin olsa en asa 3 eleman daha alicam ama o iste bir tikaniklik oldu, istiyom istiyom yok diyolar!"
"Hink" dedi amca.Kem kum gak guk..
"Yaa dedim ben nereye kadar idare edicem bilmiyom(bu muhabbeti benim mudurum tembuhlemisti bana yanliz, asla hainlik yok) elemanlarim her aksam fazla mesai yapiyor ve her cumartesi geliyor, nereye kadar duygusal bagla devam eder bu is bilmiyorum" dedim.
Cok duygusal bir konusmaydi.
Amca cok etkilendi, not aldi.
En kisa zamanda 2 elemanim daha olacagini biliyorum:))
O sirada onunda muduru(yani CEO geldi "Sebnemm, bugun saat besbucukta ofise geldim, ofiste diildin" dedi("haa evet degildim, butun gun uretim sahasindaydim, is yemegine gelirken kafama gun boyunca takdigim kask in saclarimdaki izini silmek icin izin verirsen mesai bittiginde, fon cekerek silmek ve terli kiyafetlerimi degistirmek icin eve gitmistim..." diyemedim tabeee:)))))
Dedim ki"Ben lojistik muduruyum.. her an nerede olacagimi hic biriniz bilemezsiniz:))), iyi ki beni bulamamissiniz, demek ki onemli bir isin basinda duruyormusum o anda" basta o amca, sonra cevredeki diger amcalar gulmekten oldu:)
Gerisi mi?
Muhabbetin gerisi cok gicikti, bol futbol muhabbeti, bol erkek geyigi(ben duvarlari seyrederken) filan.
Offfffff bitse de gitsek dedim.
Yine saat 9da yataga giremedim.Sabah kalktigimda uykusuzdum.Bugun cok gicik bir mudurdum.Her imza attigimda hir cikardim.Hic bir seyden memnun olmadim. Sevimlilik yapti benim bebeler ama gicik biriydim ben bugun...Arada yine bana ihtiyac oldu.Gicik oldum..Gicik.
Bugun cok fena gicikim gicik!
Uykum var!
:((((((((((((((
Monday, November 26, 2007
Sobelendim.. ebeeee..sobeee....
Ben küçükken:
Radyonun icinde kucuk kucuk adamlar var sanirdim.Onlari beslemek icin eski model radyomuzun yan hoperlorlerinden iceri ekmek kirintilari atardim.
Sonra Televizyon icat edilince kucuk adamlar olmadigini gordum.
Adamlar daha buyuktu televizyonun icinde yasayan o adamlar:))
Aslında ben...
doktor olmak isterdim.O kadar uzun yillar universiteye gitmeyi gozum yemedi.. tembelligimden tip bile yazmadim, sonra puanim cok yuksek geldi o zaman hic pisman olmadim...ama keske doktor olsaydimdi..Bence benden cok iyi doktor olur idi.
İlk kopyamı ne zaman çektim?
Masalarin ustune cikip "kopya cekmeyiiinn kopya cekmeyiinn " diye bagiran bir cografya ogretmenimiz vardi.Hababam sinifi ogretmenleri gibi bir de gozleri gormezdi.Lise birdik sanirim.Butun sinif birbirinden kopya cekmisti, ben de onlara katilmistim.(Kurabiye! bunu okuyorsan su anda; oku ve hemen unut!!! :)
En saçma huyum...
rejim yapiyorum diyip diyip butun gun acliktan geberip tam yatarken koca bir tabak makarna yiyip 2 bardak ayran icmek.
Sona da soyle soolemek "ay naapiym sekerim benim bunyem boole su icsem yariyor :p"
Cep telefonum...
1997 yilinda hamile oldugumu ogrenir ogrenmez aldim(ne alakaysa.. sanki icerdekiynen cep to cep yapces:) o zamanki "en modern" telefondu, Netasta calisiyordum, Planet miydi neydi markasi. Araba takozu olarak da kullanilabilirdi.
Aşk bence...
bir cok zaman sevgi ve/veya saygiya donusemeyen ama mutlaka bir yerde biten ihtiras, tutku.Sevgi-saygiya donuseni makbuldur.
En sevdiğim bloglar...
Misafir odamda hepsi yaziyo.. gittikce de artiyooo..
Denizanasi, Doga ile Hayat, Gulcin... sobelendiniz tarafimdan
SOBEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE!
Usenmeyin-Ertelemeyin-Vaz gecmeyin
Biraz birakin kendinizi akan suyun aklina, karanlik ve silik anilar pranganiz olmasin artik.
Butun agirliklari, olmazsa olmazlari firlatip atmaya usenmeyin.
Ertelemeyin artik harekete gecmeyi, incinmekten korkmayin, hic donup arkaya da bakmayin.
Dunku yarinlar artik bugun oldu baska yarinlar yasamayin.
Yarin artik AN iniz olsun, artik SIMDIyi yasamaya calisin.
Her gecen gun kaybedilen olmaktan ciksin, kendinizi ertelemeyin.
En kotu pismanliklar hic denenmemislerden sonra duyulan acabalarla baslar.Akillar hep arkaya gecen zamanlara doner “acaba” kalir hep akilda.Birakin DUN leri de artik rahat.
Gercek pismanlik yapilanlardan degildir, aslinda KESKE lerin anasi hep akilda kalan ama hic suyla akmasi icin birakilmayanlardir.
Sezgilerinizin tukendigi yerde umutlarinizi doldurun bir cuvala..
Dun ortaya doktugunuz, bugune kadar daginik kalan umutlarinizla yarini beklemeden dolsun o cuval.
Vurun cuvali sirtiniza artik ceneniz yukarda yuruyun dogru-yanlis ikileminin sona erdigine inanarak zira yurumeye basladiginiz icin yonunuz artik “dogru” olandir.Yanlisi kalmamistir.
Kacmayin hic bir seyden, korkmayin, en cok da kendinizden.
Tuesday, November 20, 2007
Annem(5) ve son..
Sonra annem buyudu.
Biz buyuduk.
Biz buyuduk annem buyudu adeta beraber buyuduk tum zorluklara tum tumseklere ragmen tek bilek olduk bir olduk aslan olduk kaplan olduk hep siki siki yapistik birbirimize.
Hic unutmam hala kendi kizima soylerim, sirkette departmandaki elemanlarima soylerim akillarinda kalsin diye :
"Siz aranizda ne olursa olsun birbirinize saygi duymak zorundasiniz.Siz tek bir bileksiniz, siz tek bir gucsunuz.Siz birlikte oldugunuzda asamayacaginiz hic bir engel yok.Dunyadaki en buyuk enerji sevgiden uretilir.Unutmayin.Kizginliklarinizin icinizdeki en ufak sevgi kirintisini yenmesine izin vermeyin"
Bana sunduğun sevgi ve paylaşımlar için binlerce kez teşekkür ederim.
Şimdiye dek böylesine düz, çıplak,temiz ve içten dostlarımın yanımda olması için hep umutla bekledim durdum.
Yaşam mücadelemde bu muhteşem düş bana güç verdi, can verdi.
"ANNECIM...
Sen benim için tanrımın büyük bir armağanısın.
En büyük servetsin..
Yüreğindeki sevginin büyüklüğü, ruhundaki temizlik ve berraklık ile ben kucucukken bana anlattığın cümleleri, son nefesimi vereceğim güne kadar büyük bir heyecanla hatırlayıp her defasında sana biraz daha fazla saygı duyacağım..
Bil ki her ne olursa olsun ben de her dakika senin yanında olacağım..
Gücüm yettiğince, elim ayağım tutuğunca sana her konuda destek olacağım..
Ve en önemlisi sen benim için hep ama hep özel bir yerde olacaksın..
Seninle kimseleri eş tutamam.. Yakıştıramam..
Seni canımdan öte seviyor ve saygı duyuyorum..
Tanrım seni tüm kötülüklerden ve mutsuzluklardan korusun güzel annecim benim"
Annem(4)
Sonra ilk gelen kismete(ki kendisi babam olur), annem cocukken "sumukluuu sumukluuuu" diye dalga gecen babama veriyorlar, zimba gibi, sporcu, hayat dolu ogretmen annemi..
Annem kendisi daha cocuk.
Nasil evlensin de cocuk sahibi olsun derkeeennnn..Dakka bir gol bir, annem evlendikten 9 ay sonra abimi doguruyor.
Annem 19 yasinda abimin annesi oluyor, bu sirada buyukbabam da ayni aylarda ilk ogluna sariliyor.
Abimle buyuk dayim ayni yasta:)))
Babam anneme bir prenses gibi davraniyor(hala da oyle davranir ya), cocuklugundan beri tasidigi tum eksikliklerini gidermeye calisiyor, onu evladi gibi, cani gibi, biricik karisi prensesi gibi seviyor.
2 yil sonra annem tekrar hamile kaliyor ama sorunlu dogum sonrasinda yasadiklari uzuntulu donem onlarin mutluluklarini biraz sekteye ugratiyor.
ikinci cocuklari, kiz olan ikinci cocuklari, dogum anindaki doktor hatasi yuzunden ozurlu kaliyor.Zamanin tibbi sartlari, o zaman anlanamiyor, sonradan ortaya cikiyor ki bu yemyesil gozlu canimin cani kiz cocugu dogum sirasinda beyin travmasi gecirmis, komple sag organlari(ozellikle el ve bacak) islevini goremiyor.
Tam bunu ogrendikleri anda yani dogumdan yaklasik 1 yil sonra annem tekrar hamile kaldigini ogreniyor ve babamla tartismiyor bile.
Direk kurtaj icin masaya yatiyor babamin "nolur bunu da dogur" yalvarmalarina ragmen.
Anneme narkozu yapiyorlar(hisssst! bu arada icerdeki benim haa:)))) annem yari baygin.
Bir telefon geliyor, doktor agir kanamali bir hastaya cagriliyor, sona annem bu bir mesajmidir nedir diye korkuyor ve ben kefeni yirtiyorum:))))
Annem(3)
Yine de iyi bagliyorlar ipini.
Sokaklarda bir erkek cocugu gibi buyuyor annem, demir pencere parmakliklardan kacmaya calisirken basi mi sikismiyor, mahalledeki kedilerin kuyruklarina tenekeler mi baglamiyor, arkasindan gelen kucuk prenses velete turlu haylazliklari mi ogretmiyor..
Daha neler neler..
Sonunda bir ogretmen okuluna tikiyor buyukbabam annemi ogretmen olsun diye, olyor da.
Bu arada buyukbabam bos durmuyor, 2 kiz, 2 erkek evlat sahibi daha oluyor yillar icinde ama erkekler bolumu enteresan onu sonradan anlatacagim, yani yas ve yil cok kritik ve traji komik:)
Annem ogretmen oluyor ve tesaduf mudur ayarlamamidir bunu bilemeyecegim; buyukbabamla ayni ilk ogretim okulunda ogretmenlik yapmaya basliyor.
Annem daha kendisi 18 yasinda; kendisi cocuk! ogretmen oluyor.
Bir gun bir ogrencisi tepesinin tasini attiriyor, bir tokat atiyor, cocugun agzindan burnundan kan fiskiriyor.
Korkarak ogretmenler odasina kosuyor babasinin yanina "babaaaaa.. boole boole olduuuuu" diye anlatiyor.
Buyukbabam allah ne verdiyse bir tokat atiyor annemin suratina ve " sen bu Cumhuriyetin hic bir evladina el kaldiramazsin!" diyor.
Ben buyurken annemden bir fiske yemedim.Ne ben, ne abim ne ablam:)))
Annem(2)
4 kiz kardesler.
Birini evlendirmis buyukbabam, biri nisanli, oburu annem, en sonuncu da komadaki 5 yasindaki velet.
Buyukbabam ogretmen, Cumhuriyetin baslangicindaki ogretmenlerden.
Yeni alfabeyi once kendisi ogreniyor sonra bir suru yeni ogrenci yetistiriyor.
Buyukbabam ogretmen ama biraz bencil ustunuze afiyet.
Eve sayili yumurta aliniyor, buyukbabam her sabah 1 haslanmis yumurtanin sarisini yiyor, beyazini da bir gun anneme veriyor, bir gun de o zaman komada olan annemin kucuk kiz kardesine veriyor.
Cocuklugumdan hatirlarim.
Annemin yumurta aski, yumurta yeme istegi, tum diyetlere ragmen asla gecmemistir.Annem ben kendimi bildim bileli hep deli gibi yumurta yer:)
5 yasindaki cocuk cikiyor komadan.
Evdeki yas da bitiyor, nisanli kiz da evlendiriliyor acele bu arada... Annemle 5 yasindaki kardesi kaliyor evde.
Anneannemin 40 inci gunu cikar cikmaz 40.gunde buyukbabam tekrar evleniyor.
Annem haylaz.
Annem annesiz.
Bir de uvey anne geliyor..
Bagla ki annemi dursun...
Annem(1) bir garip bebecik...
Benim annem o bir garip bebecik olan.
5 tas oynamayi cok seviyor, annesi de sinir oluyor5 tas oynamasina " O taslar gibi bos kalacak beynin" diye haykiriyor. (60 kusur dogumlu olanlarin otesi bilmez 5 tas oyununu)
Annem 5 tas oynuyor.
9 yasinda annem, bir gun yine bes tas oynuyor annesinden gizli, annesi; 5 yasindaki kucuk kiz kardesini almis, bir yerlere seyahate gitmis, o gun donecek seyahatten annemin annesi.
Doyasiya oynamaya calisiyor annem kendi annesi gelene kadar.
Eve gittiginde babasini fenalik gecirmis butun komsulari evde buluyor.
Annesiyle kardesinin geri donmekte oldugu tren kaza yapmis, annemin annesi olmus annem 9 yasinda.
Kardesi de komadaymis.
Annem tam anlamiyor olanlari ama "Keske 5 tas oynamasaydim!" diyor."Annemi dinlemedim allah beni cezalandirdi" diyor.
"Kotu bir seyler oldu sanirim" diyor.
Monday, November 19, 2007
Yalan soylemek..
Anlatilanlardan cabuk etkileniyorum, su empati ayarimi yeniden gozden gecirmem gerek biliyorum.
Kimse uzulmesin aglamasin istiyorum.
Uzuntulu arkadasimla konustuktan sonra beynim orumceklendi, iftiralar, yalanlar, aldatmalar, aldatilmisliklar geldi gecit yapti beynimde.
Oldum olasi psikoloji ile cok ilgilenmisimdir, tabi amatorce.
Lisedeyken bir psikoloji ogretmenimin soyledikleri geldi aklima "Yalan soylemek icin ingilizcede 'cheat' tabiri de kullanilir.Ama ayni zamanda 'cheat' kopya cekmek, dolandiricilik yapmak, aldatmak anlamindadir da.Psikolojiye gore ispat edilmistir ki, kopya cekmek, yalan soylemek, hirsizlik yapmak, dolandiricilik yapmak beynin ayni hucrelerinin verdigi emirle eyleme donusur"
Bu adeta bir emir gibi kalmis aklimda ve yuregimde! "Yalan soylemek" veya "yalan soylememek" konusunda o kadar hassasim ki.. Kurabiyem bilir benim bu konudaki hassasiyetimi ve anlattigi herhangi masum bir sey biraz abartiya kacarsa(cocukca konular bile) "yani bu bolumunu anlatirken biraz hayal gucumu kullaniyorum anne" der birlikte guleriz.
Ben hic mi yalan soylemedim hayatim boyunca; gokten zembille mi indim?
Hasa!
Kendimizi rahatlatmak icin bi de yalanlari renklerle boyariz"beyaz yalan", "siyah yalan"(yok daha neler, sari yalan.. yesil yalan.. mor yalan....)
Yalan yalandir iste!
Benim de tabi ki hele ki genclik yillarinda pacayi kurtarmak icin yalan hayal gucumu bolca calistirdigim zamanlar oldu.
O tecrubesizlikle kolayi seciveriyor insan, gercekle yuzlesip bedelini odemektense yalanla kiviriveriyor yahut kivirip kurtuldugunu saniyor.
Sonra buyudukce ogreniyor ki yalan, baska yalanlari doguruyor.
Buyudukce ogreniyoruz ki yalan soylemenin kendisi degil kotu olan; sonuclaridir her seyi berbat eden.
Yalanın söylendiği kişi, o anda gerçekleri bilmediği için çok mutludur, herşey yolundadır. Ona söylenen yalan üzülmemesi ya da kızmaması için söylenmiştir. Yalan söyleyen kişi de, işleri istediği gibi yönlendirdiği için mutludur.
Ancak her yalan eninde sonunda ortaya cikacaktir.Yalan soyleyen bir sure sonra kendi yalanina kendi inanip yalan frekansinda yasamaya baslayacaktir.
Sonuc fecidir.
Aldatmak fecidir ama aldattiginin yakalanmasi daha da fecidir hem en kotusu bir de aldatilmis olmak fecidir.
Basimiza gelenlerle ve sonuclariyla her ne olursa olsun cesurca bas etmek gerekir.
Iftiraya ugramak...
Bir arkadasim iki gozu iki cesme agliyordu, bilgisayardan konusuyorduk yazarak ama satir aralarinda hickirigini duyabiliyordum, hickiran yuzu gozumun onundeydi.
"Dusunebiliyor musun" dedi, aslinda soylemek istedigi "Hala inanamiyorum" idi herhalde..
"Sevdim diyorsun, sadakatse eğer sevginin anlami en gerceginden veriyorsun ama o inanmıyor sana. Güvenmiyor soylediklerine, dusunmeden hatırlamadan senin onun için yaptıklarını kaçıyor ve bana ağır geliyor iftiraya uğramak."
Kime agir gelmez ki?
Kendi kendime dusunuyorum o anlatirken "iftiraya ugramak" ne kadar sert soguk bir kelime...
Yapmadigin bir sey icin bedel odemek koyuyordur herhalde..
"Yine bir iliski" diyorum kendi kendime "ici kurtlanmaya baslamis".
Bir taraf yalan soylendigini aldatildigini dusunuyor, belki de dusunmuyor aslinda istedigi belki de iliskiyi bir seyi bahane edip kaypakca bitirmek; diger taraf ise iftiraya ugradigini biliyor. Yapmadığı birşey için bedel ödemek onu vuruyor, kurtlanmis bir iliskiye donusmesi yasananlarin acıtıyor yüreğini...
Midem bulaniyor!
Sunday, November 18, 2007
Iyki dogdun Caaannnn....
Bizde cocuk cokkkkk; dogum gunlerinin biri bitiyor biri basliyor:)))
Civcivimin ve dayimizin ikicik oglundan biricikinin dogum gunuydu hafta sonu.
Benim canim yigenim Canikom...
Hem cifte kutlamaydi bir de.
Civciv Amerikadan dondu; annesinin ameliyati iyi gecti.
Kurabiyem de iyilesince buyuk keyifle kutladik dogum gununu.
Koca adam oldu CAN yaafuuuuu!!!
Operken parmak ucuna kalkiyorum artik :)
Iyki dogdun Can, mutlulukla ve saglikla dalyalara insallah!
Friday, November 16, 2007
Operasyon tamam! her sey kontrol altinda!
Ya iste aslinda carsamba aksami ben bu yaziyi yazacaktim ama bonibonlu kurabiye numarasini yapti konu dagildi..
Neyse..
Carsamba gunu veli toplantisi gunu; ben siyah gozluklerimi giydim adeta bir casus edasiyla kurabiyemin okuldaki butun sirlarini ogrenmek icin.
Onume bir ceyrek yil karnesi dayadilar... soylenecek soz yok!sikayet edersen adami dovarler:)
ben baska seylere sarayim dedim ve basladim ogretmeni sorguya cekmeye:
-Tabi akademik basari her sey demek degildir degil mi Mr. May?
-Tabi ki degildir.
-Peki Elifin akademi nin haricinde hic bir hikayesi yok mu?(ba ba ba ba.. baksana hala hikaye pesindeyim:)))
-????????????????
-Yani sey diyorum benim kizim arkadaslari ile filan nasil? grup calismalarinda filan?(yani aslinda evde cool takiliyo bana bisiy annatmiyo.. bir damla bir ani verin bana yahuuu.. bisiy yapmicam o aniyi; sadece buyuyunce kendisine anlaticam.. naapar ne yer ne icer sinifta mutlumudur mutsuzmudur.. vs.vs. ???????????)
-Grup calismalarinda gayet sorumlu bir cocuk Elif, ancak soyle bir ozelligi var,
-grupta gorev dagilimi yapildiktan sonra kendi sorumlulugunu yalniz yapip sonra biten sonucla tekrar goreve ve ekibe dahil olmayi tercih ediyor...
-Neeee? ne dedinizzz? yani benim cocugum asosyal gibi hani ya?? bunu degistirmek icin ne yapmaliyim??tavsiyeleriniz nedir?yalniz bir cocuk demek ki???!!??
-Ben oyle bir sey demedim Ms. Sen. Sadece kizinizin yapisini anlatmaya calistim size .. ki ben bu yapida bir sakinca gormuyorum. Sorumlu ama sorumlulugunu yalniz tamamlamaya calisan bir karekterden bahsediyoruz burada.
-Ama arkadaslariyla yapmiyor dediniz!
-Ben oyle demedim. Tenefuslerde ve diger zamanlarda sosyallesme ile ilgili bir sorunu yok Elifin sadece karekteri, sorumluluklarini yalniz yerine getirmek.Neden bu sorun olsun ki?Siz beni degistirmeye calisiyor musunuz?Yada ben sizi degistirmeye calisiyor muyum?
-Gurk.. ama.. yani.. oyleyse.. sorun yok tabii.. Baska????
-Nasil baska????
Sonuc: yine her sey yolunda, yine ben yalniz, sirlari ele geciremeden ama mutlu mutlu ciktim kurabiyemin okulundan..
2gundur atesten dayak yemis perisanliginda ama hala bana gulumsemeye calisan kurabiyem bu bahsettigim kurabiye:))))
Thursday, November 15, 2007
Nasil cicek gibi soluyolar yaaa..
Dun aksam saat 9 da kurabiyem asagi indi.
"Anne ben uyuyamiyorum icim cok fena sicak" dedi; ustunde durmadim.
Zira bugun ITBS sinavlarinin ucuncu gunu.
Yilda bir kez yapiliyor ITBS sinavlari ve biz simdiye kadar hissetmeden giriyorduk, simdi buyuduk stresini hissediyoruz.
Cocuklarin yasi ve sinifina gore gelebildigi seviyeyi tesbit ediyor.
Ben sinav stresi sandim.
"Hemen kos yatagina bebegim uyumaya calis, uyurken yunuslarla yuzdugunu hayal et" dedim.
Bir saat sonra da ben ciktim uyumak uzere.
Misil misil uyuyordu kuzum.
Melekler durter ya; saat gece yarisi bir bucukta bir kalktim kurabiyem cayir cayir yaniyor!!! Cikolatali kurabiyemin cikolatalari eriyecek nerdeyse!!
Hemen firladim soydum.. klasik iste soguk kompres, 2 olcu ibufen filan...
Ben gozleri faltasi gibi actim bekliyorum.
teyze de uyandi onun da gozler endise dolu.
Uyudu uyandi.. sayikladi..
Geceyi bir sekilde gecirdik, ben 9 yillik bir annenin bir pratisyen hekim kadar yuksek atese mudahale edebilecegini bildigimden, gece yarisi hastaneye goturmedim kurabiyemi.
Sabah uzman doktora goturmek istedim.
Sabah yedibucukta hastaneyi aradim doktor 11e kadar mesgul dediler; telefonu kafalarina gecirdim; BENIM COCUGUM YANIYOR BURDAAAAA diye; dokuza randevu aldim.
Ogretmenini aradim, merak etmeyin ben sinavi haftaya ayri bir odada yapip imza atarim dedi.
Is yerimi aradim; sen sunu yap sen bunu yap dir dir vir vir dididi vidividi dedim..
kurabiyemi erimis cikolatali haliyle hastaneye goturdugumde ates yine 39.5 olmustu.
Kuru bir ates.
Beklememiz lazim dedi doktor, ya virutik bir durum veyahut da bir cocuk hastaligi geliyor.
Sadece ates dusurusu verdi.
Simdi kurabiyem ates dusurucu aldiktan sonra super enerjik hatta hiperaktif oluyor, nasil oyalayacagimi bilemedim bugun.Ilk defa sablon kagidiyla tanisti onu kullanip karakalem resim yapmayi ogrendi.
5saat dolunca sungusu dusuyor.. zaten bir kasik kaldi surati..
Teyzemizin de kirk yilda bir burdaki turk hatunlarla kahvalti programi vardi, o da onu iptal etti tum yalvarmalarima ragmen.
Bir yogurt corbasi yapti teyzemiz naneli.. kurabiyem sadece onu yiyebiliyo.. baska bisiyi ici almiyo...
Hadi be kuzum bee..
Hadi benim bonibonlu kurabiyem!!
Hadi benim bilek guresinde tum oglanlari yenen aslan kizim!
At su atesi neyi.. sen de ben de ikimiz de sevmedik bu durumu..
Iyi ol hadi, iyi ol birbirimize sarilip koklaya koklaya uyuyalim rahat rahat birbirimizi!!!
Tuesday, November 13, 2007
Titreyip kendine gelme durumu...
Arada bir kucuk not defterimize notlar almakta yarar var titreme maksatli :
Mutlu oldugum seylerin listesini yapayim.
Sevdiklerimin listesini yapayim.
Sevmediklerimin bir listesini yapayim.
Mutsuz oldugum seylerin listesini yapayim.
Sevdigim insanlarin listesini yapayim.
Sevdigim ve bana faydasi olan insanlarin bir listesini yapayim.
Hayatimda sune zararlisi olarak gordugum insanlarin da listesini yapayim.
Kurtulma stratejileri planlayayim.
Bir an once kendime verdigim sozleri yerine getirmeye baslayayim.
Once dis hekimi randevusunu ayarlayayim(ezbere).
Goz doktoruna gideyim(kesin gozluk verecek).
Daha az yagli yiyeyim.
Daha cok su iceyim.
Sofraya tuzluk koymayayim.
Ogleden sonradan itibaren cay ve kahve icmeyeyim.
Her sabah kalktigimda gulumsedigime emin olayim.
Her aksam yattigimda huzurla gozlerimi kapadigima emin olayim.
Gunu huzurlu bir yuz ifadesiyle gecirdigime emin olayim.
Gerektigi kadar kafaya takayim.
Titreyeyim... kendime geleyim...
Bos verme durumu..
-Acayip firtina geliyormus.. Catiyi onar dedi hatun!
-Bos veeeerrrr!!
-Gozumun onunde bir kaza oldu dun; 4 yarali vardi; ben de yardim etmeye calistim ama adamin biri arabaya sikismisti.. Ambulans da 45 dakika sonra geldi; neyse sonucta kimse olmedi...
-Bos veeerrrrrr!
-Benim veletin okulundan caardilar dun cok haylazlik yapiyormus, bu ay 8 gun kirmis okulu, nereye gittigini arastirsam mi nasil yapabilirim ki?
-Bos verrrrrr!!!!
-Yaa suramda bisiy cikti sivilce sandim once; sona toplandi ceviz gibi bisiy oldu, olurmu ki insanda boyle bisiyler, hayir doktora gitsem tavuk kicini gormus der mi bana?
-Bos veeerrrr!!!!
-xxxhanim dedi, benim bey gecende taksimde arabanin icinde baska hatunla berabermis ama heralde isle ilgili bisiydir diil mi yoktur hani bisiy... paranoya yapmayayim..
-Bos veerrrr!!!!
-ya demin cirak geldi bizim evde yangin varmis!
-Bos veer sen itfaiyemisin?
-Benim hanim sancilar icinde!
-Bos veer sen doktor musun?
-Annemin evine haciz gelmis rahmetli babamin borclarindan dolayi napsam?
-Bos veerr sen hayir kurumumusun?
-Benim velet sinifta kaldi nasil calistirsam?
-Bos veer sen ogretmenmisin?
-BEN YAPAYALNIZ KALDIM! KIMSE BENI YANINDA ISTEMIYOR ARTIK!!!!!
-BOS VEEEERRRRRR!!!!! SEN HERKESIN PSIKOLOGUMUSUN??????
Hicbirseyde kaybolma durumu...
Hepimizin beyninde bir pihti var..
Daha dogrusu beynimizde olsaydi, anlatacagim seyin sonucu tibbi olarak EMBOLI olarak yorumlanir ve sonu olumle biterdi.Beyinde, cigerde,vucudun herhangi bi damarinda.. aman ne bilim iste doktor diilim bildigim kadariyla soyluyorum.
Benim kastettigim aslinda hepimizin ruhunda; gonlunde bir pihti var bir seyleri beklenmeyen anda tikayan.
Her sey; oncesinde yaptigimiz yatirimlarin ekinlerini verirken bir anda o pihti gonul gozumuzu tikiyiveriyor.Bir anda yabanci geliyor her sey, herkes, her yer..
Hic bir yerde kayboluveriyoruz.
Bir anda verdigimiz kararlar ve o kararlar dogrultusunda kendi kendimize tekrarladigimiz ogretiler de yabancilasiveriyor.
Biz bos bos bakarken, silah arkadaslarimiz(varsa eger) gozlerimizi bos bos bakarken yakalayip sasiriyor.
Oysa bir vaz gecis degil o; o bir hic bir yerde kaybolma durumu.
Hic bir yerde kayboluveriyoruz cogu kez, DUN, YARIN ve SIMDI hic bir sey ifade etmiyor o anda.
Kendi hayatimizin izleyicisi durumuna geciveriyoruz.
Oyuncu olarak icimizden hic bir sey yapmak gelmiyor.
Izlerken; bulundugumuz yeri begenmiyor elestiriyoruz, aynaya bakiyor yabanci bir oyuncu goruyor, fiziksel goruntusunu kritize ediyoruz, karsilikli diyaloglar geliyor aklimiza, ayni BEN in akil edemedigi degme cevap ve yorumlar geliyor aklimiza, ben eger o BEN olsaydim boyle cevap verirdim diye bir de kendimize karsi bilgiclik ediyoruz.
Kendimizi acimasizca kritize ediyor ama bunu oz elestri tadinda degil tamamen bir yabanciya yapiyoruz.
Tibben aciklanamadigina kalibimi basarim; herhangi bir sebeple ya da sebepsiz BIZ hic bir yerde; hic bir kimlikte; hic kimseyle bazen...
Kayboluveriyoruz.
Thursday, November 08, 2007
Guvenmek ve Kader ortakligi...
Farkli iki konu gibi gorunse de ikisi de umarsizca ruhunu ve bedenini bir digerine teslim etmek demek degil midir dereceleri farkli olsa da???
Guvenmek, maddi ve manevi tacize ugramayacagindan emin olmak demektir duygusal olarak.
Mantik olarak da bulundugun noktada karsindakinin sartlarinin senin sartlarin ile sonsuz bir doyum ve uyumda oldugunu gosterir. Guvendiginle sartlardan dolayi bir beden oldugunu hissetmektir guvenmek.
Kader ortakligi devreye girdiginde ise guvenden dolayi yasanmaya baslanan ortakliklar artmis ve artik bu yolda hatiralar olusmaya baslamistir.
Bir tarih yazilmaya baslamistir.
Kader ortakligi noktasinda tum duygular birbirine karisir, oncesi mi idi anlasilan nokta; sonrasi icin miydi; anlasilan ne idi... cikis neredeydi; sonuc ne olarak tesbit edilmisti.. hepsi birbirine karisir kader ortakliginda.
Gecmis nerede, ne icindi, gelecek kim nerede???
Kafalar karisir kader ortakliginda.
Sadece GUVEN e dayanan bir sinerji yaratilir anilarla birlikte buna kader ortakligi denir ama bu sinerji o kadar kahpe ve hassastir ki esen ruzgara bile..
Kader ortakligi basladigi anda suphe de baslar sorgulama da.
miydi???? du mudur?? mu denmek istendi?? gozumun ustundeki kasimdan daha once bahsetmemistin????ne dediiinn? bana kirpiklerin var dedin bi de he mi??
Sadece guven varken ortaya cikmayan duygular ortaya cikmaya baslar.
Suphe insani kemiren kurttur...
Ruzgar eser insan kurtlanir.
Kader ortakligi tehlikeli bir seydir; iliskiyi ya bitirir, yahut sonsuzlastirir.
Olum olmayacaksa o kader ortaklarini ayiran, ikisi de farkeder zamanin birinde.. Yanyana duran iki yildiz olamayacaklardir, birbirlerini yakmaktan ikisi de ayni anda vaz gecer.Guven, kader ortakligina donustukten sonra en kisa surede biter supheyle karisir karismaz.
Sonsuzlasan kader ortakligi senaryosunda ise, gercekten olum olur ayiran.Gozler kapali omuz omuza guvenle ayni sarki soylenir.Derin denizlere dalindiginda ayni anahtar bulunur cikartilir.
Gozler, kaslar kirpikler ayrinti olur artik, aslolan birlikte karsisinda soyunulandir.
Aslolan basta uzlasilmis gercektir.
aslolan; susmak gerektiginde susup karsindakini dinlemektir; ille de Odunumun Parasi diye tutturmamaktir..
Bazi kader ortakliklarini kurtlar kemirir kurutur.
Biter.
Bazilari ay isigina biner yildizlarla dans edip sarki soyler.
Olum ayirir.
Wednesday, November 07, 2007
Yok walla ben bu isi beceremiycem galiba...
Bir arkadasima dert yaniyodum yine, bir bir bir dir dir dir, "ay ben naapsam kurabiyeme konulari annattiramiyorum.Yahu benim gibi geveze, neredeyse yuzunde sivilce ciktiginda bunu butun dunyaya ilan edip onlarca sozcuk ureten bir insanin yavrusu boole mi olur yaa? Hep cool yapiyo bana kendimi ezik hissediyorum," vir vir vir dir dir dir.. derken arkadasim dedi ki; "Ya hic dusundun mu cocuklar annelerini babalarini model alirlar, sen acaba gununun nasil gectigini anlatiyor musun kurabiyene ki o da seni ornek alip aynini yapsin"
Manyak bir vicdan azabim vardir.
Birisi daha once uygulamadigim bir metodu cocuklarla ilgili bana anlattiginda inanilmaz vicdan azabi duyarim.
"Yavriiiimm yavriimm bu benim aklima gelmemisti seni bundan mahrum ettiimmm" olurum.
Arkadasim tumcesini bitirdi; GURK oldum.
Amaninnn!! benn nerrdeeee yanliss yaptimmmm.. tirinim...
Hemen ertesi gun isten geldim; kurabiyem de geleli 1 saat olmus, odevini falan bitirmis(caliskanligindan diil ha; yapiym kurtuliym diye:P) ben de soyundum dokundum, " gel kizim dedim sohpet edelim" :
-Bir sey mi paylasmak istiyorsun anne?
-Yok annem gunumuzu konusalim, sana sormucam bugun, degisiklik yapalim
-Yapalim
_Ben anlatayim bugun noldugunu, bugun cok yogun bir gundu, 6 tane akreditif actik, suudi arabistanda demuraj tehlikesi olan bir gonderi vardi onu hallettim limanla, envantere goz attik
-akridtilatife!!???? dejmurjas!!?? emvamtur!!??
-yani annecim(off ne zor is ya! bunlarin niye cocukca karsilik kelimelerini yapmaslar ki!) yani annecim butun gun bi suru dombolomojla ugrastim sen naaptin?
(ise yaramadi ise yaramadi!!!! biliyorum ise yaramadi:(
-normal bi gundu iste
-science sinavin vardi ne sordu hoca?
-science
(ohhu bohhuuu agglamak istiyorummm)
-matematik sinav sonucun belli oldu mu?
-oldu
-eeee?
-bazi bolmelerde hata yapmisim
-????????????????(nasil yani kac soruydu? kac sorunun kaci bolmeydi? kaci carpma kaci problem?? KAC ALDIN KARDESIM KAC ALDIIINNNNN immmdaaakkkk)
-ah anladim kuzucum olsun beraber calisiriz(ben kontrollu mukemmel anneyim ya)
-tenis kursun nasil gecti, naptiniz?
-tenis oynadik
-IMMMDAAAAAATTTTT.. ehm cok guzel annecim, karnin acikti mi yemek yiyelim mi.. cok hostu sohpetimiz :((((((((
......
yine basaramdim, yine baskasindan aldigim takdik ise yaramadi:(((
......
haftaya sali-carsamba veli toplantisi var!
iple cekiyorum!
kurabiyem kimdir nedir necidir okulda? ne yer ne icer, nasil gecirir gunlerini???
siyah gozluklerimi giyip gidicem!
soz veriyom size de annatcam oorenince neler oldugunu!
Tuesday, November 06, 2007
Aslan oglum benim!!
Yigenim..
Oglum sayilir...
Ben onun anne yarisiyim..
Oyle buyuttuk biz cocuklarimizi "Teyzen anne yarisidir" dedik.
O benim de oglum.
Gecen yil Eylul ayinda Dubaiye gelip bir Ingiliz okulunda altinci sinifa basladiginda sadece "hello" ve "how are you" demeyi biliyordu.
Yil sonunda sakir sakir ingilizce konusur oldu ve tesekkur belgesi aldi.
Bu yil da cabalarindan dolayi bin kusur cocugun icinden siyrilip 60 kisinin icine girdi ve odul aldi.
Gurur duyduk....
Duygu dolduk...
Oglum seni tekrar tebrik ederim, bu odul gelecekteki akademik basarilarinin ilk adimi olur umut ederim...
Monday, November 05, 2007
Memleketimin gozunu seveyim:)
Hani ortaokulda lisede bizi dizerlerdi siraya; siradan.. 29 ekim, 23 nisan, 19 mayis, 10 kasim, 30 agustos.. 50inci yil.. sekseninci yil.. ezberledik yunduk yuttuk Ataturkumuzu her birimiz 10ar siir ezberledik.. TURKUM DOGRUYUM CALISKANIM YASAM dan basladik, EYY TURK GENCLIGIIII BIRINCI VAZIFENNNNN le devam ettik KORKMA SONMEZ BU SAFAKLARDA YUZEN AL SANCAK larla uyuduk uyandik...
Damarlarimizda akan asil Turk kanini ogrendik.Bir TURKun dunyaya bedel oldugunu ogrendik...
Canakkale savasinda kaybettigimiz sehitlerimizin bu ulkenin kayda deger aydinlarinin cogunun oldugunu ogrendik.
Savastan sonra bir avuc aydin kaldigini ama cogaldigini ogrendik..
Cogaldik biz de kendi capimizda bir seyleri aydinlattik, Canakkale zaferinde kaybettigimiz sehitlerimiz kadar aydin olamadik ama hep sahip ciktik ulkemize, Ataturkumuze Cumhuriyetimize..
Biz AITTIK, biz aitiz canimiz Turkiyemize, Turkiye Cumhuriyetimize..
Bir yere, hele de canim vatanim Turkiye Cumhuriyetine ait olmak nedir hic yogunlasip bunun degerini dusundunuz mu?
MUTLAKAAAA diye bagirmayin ya kulaam patladi:))))
TURK PASAPORTU TASIDIGIM ICIN VE BIR GUN EVIME DONECEGIMI BILDIGIM ICIN COK HEYECANLI VE GURURLUYUM!!!
Boyle buyuduk biz Turkiye"nin iyi egitim almis simdi orta yas sayilan gencleri.
Sonra hayat atti bizi gurbetlere, yasam mucadelesi ve maksimum sabirla yine ulkemiz Cumhuriyetimiz icin, sevgili vatanimiza doviz getirmek icin bir de canla basla calismaya basladik.
Hep ozlem icindeydik hep ozlem icindeyiz.. 2-3 haftalik tatillerimizde evimiz burada oldugu halde vatanimiza 30ar kilo bavullarimizla EVIMIZE GIDIYORUZ diye kosa kosa gittik.
Vatana ayak bastigimizda cocuklugumuzda soyle bir goz attigimiz bayragimiza hava alanlarinda gozumuz bir 20 saniye takildi; gozlerimiz doldu hep.
Bebelerimize bir yere ait olmanin Turkiye Cumhuriyetine ait olmanin guzelligini anlattik hep.
Ve biz, bu gurbet Dubaideki 3-5 Turk birbirimizi bulduk, bir sinerji yarattik, Gonul Verenlerimiz sayesinde gonul bagi kurduk.. bir de hafta sonu Turk kulturunu ve Dilini Yasatma okulu yarattik, onu yasatmaya basladik.SAGOLASIN YAHYA ABIMIZ!!! o bizim bir tanemiz oncumuz oldu!!
Acemice ucundan kiyisindan derken, annelerimizin tabiriyle bir kavurmalik olduk vallahi.En az 30-40 cocuk, bir o kadar buyuk...
2007 da yine fedakar gonullulerimiz sayesinde acemice nafis bir 23 Nisan cocuk bayrami yasadik, yine 2007de 29Ekimi tum cocuklarimiza damardan hissetirelim dedik.
Hadi hoba yine vefakar cefakar gonullulerimiz, basta gonulu ilk okul ogretmenlerimiz, kavallarini caldilar bizler cevrelerinde toplandik fareli koyun kavalcisinda oldugu gibi:)) bebelerimiz ve Turkiye T shirt lerimizle..
Cumhuriyet bayramimizi kutladik.
Agladik.
Gulduk.
Sarildik.
Siirler okuttuk bebelerimize.
Kucucuk bir Turkiye yarattik bu yasadigimiz gurbet elde :
ONCE HAZIRLIK YAPTIK HER YERI BAYRAKLAR VE BALONLARLA SUSLEDIK
PROGRAM BASLADI ISTIKLAL MARSIMIZI SOYLEDIK AGLAYA AGLAYA :'(
SONRA BEBELERIMIZ SIIR OKUDU SARKI SOYLEDI TURKCE OKULUMUZUN BEBELERI :
SONRA YORGUN DUSTUK BUYUK BIR MUTLULUKLA EVE GIDERKEN UYUDUK KALDIK :)
TURKUM!
DOGRUYUM!
CALISKANIM.. YASAM;
KUCUKLERIMI KORUMAK,
BUYUKLERIMI SAYMAK!
YURDUMU, MILLETIMI OZUMDEN COK SEVMEKTIR!!!!!
ULKUM, YUKSELMEK, ILERI GITMEKTIR!!!!
Damarlarimizda akan asil Turk kanini ogrendik.Bir TURKun dunyaya bedel oldugunu ogrendik...
Canakkale savasinda kaybettigimiz sehitlerimizin bu ulkenin kayda deger aydinlarinin cogunun oldugunu ogrendik.
Savastan sonra bir avuc aydin kaldigini ama cogaldigini ogrendik..
Cogaldik biz de kendi capimizda bir seyleri aydinlattik, Canakkale zaferinde kaybettigimiz sehitlerimiz kadar aydin olamadik ama hep sahip ciktik ulkemize, Ataturkumuze Cumhuriyetimize..
Biz AITTIK, biz aitiz canimiz Turkiyemize, Turkiye Cumhuriyetimize..
Bir yere, hele de canim vatanim Turkiye Cumhuriyetine ait olmak nedir hic yogunlasip bunun degerini dusundunuz mu?
MUTLAKAAAA diye bagirmayin ya kulaam patladi:))))
TURK PASAPORTU TASIDIGIM ICIN VE BIR GUN EVIME DONECEGIMI BILDIGIM ICIN COK HEYECANLI VE GURURLUYUM!!!
Boyle buyuduk biz Turkiye"nin iyi egitim almis simdi orta yas sayilan gencleri.
Sonra hayat atti bizi gurbetlere, yasam mucadelesi ve maksimum sabirla yine ulkemiz Cumhuriyetimiz icin, sevgili vatanimiza doviz getirmek icin bir de canla basla calismaya basladik.
Hep ozlem icindeydik hep ozlem icindeyiz.. 2-3 haftalik tatillerimizde evimiz burada oldugu halde vatanimiza 30ar kilo bavullarimizla EVIMIZE GIDIYORUZ diye kosa kosa gittik.
Vatana ayak bastigimizda cocuklugumuzda soyle bir goz attigimiz bayragimiza hava alanlarinda gozumuz bir 20 saniye takildi; gozlerimiz doldu hep.
Bebelerimize bir yere ait olmanin Turkiye Cumhuriyetine ait olmanin guzelligini anlattik hep.
Ve biz, bu gurbet Dubaideki 3-5 Turk birbirimizi bulduk, bir sinerji yarattik, Gonul Verenlerimiz sayesinde gonul bagi kurduk.. bir de hafta sonu Turk kulturunu ve Dilini Yasatma okulu yarattik, onu yasatmaya basladik.SAGOLASIN YAHYA ABIMIZ!!! o bizim bir tanemiz oncumuz oldu!!
Acemice ucundan kiyisindan derken, annelerimizin tabiriyle bir kavurmalik olduk vallahi.En az 30-40 cocuk, bir o kadar buyuk...
2007 da yine fedakar gonullulerimiz sayesinde acemice nafis bir 23 Nisan cocuk bayrami yasadik, yine 2007de 29Ekimi tum cocuklarimiza damardan hissetirelim dedik.
Hadi hoba yine vefakar cefakar gonullulerimiz, basta gonulu ilk okul ogretmenlerimiz, kavallarini caldilar bizler cevrelerinde toplandik fareli koyun kavalcisinda oldugu gibi:)) bebelerimiz ve Turkiye T shirt lerimizle..
Cumhuriyet bayramimizi kutladik.
Agladik.
Gulduk.
Sarildik.
Siirler okuttuk bebelerimize.
Kucucuk bir Turkiye yarattik bu yasadigimiz gurbet elde :
ONCE HAZIRLIK YAPTIK HER YERI BAYRAKLAR VE BALONLARLA SUSLEDIK
PROGRAM BASLADI ISTIKLAL MARSIMIZI SOYLEDIK AGLAYA AGLAYA :'(
SONRA BEBELERIMIZ SIIR OKUDU SARKI SOYLEDI TURKCE OKULUMUZUN BEBELERI :
SONRA YORGUN DUSTUK BUYUK BIR MUTLULUKLA EVE GIDERKEN UYUDUK KALDIK :)
TURKUM!
DOGRUYUM!
CALISKANIM.. YASAM;
KUCUKLERIMI KORUMAK,
BUYUKLERIMI SAYMAK!
YURDUMU, MILLETIMI OZUMDEN COK SEVMEKTIR!!!!!
ULKUM, YUKSELMEK, ILERI GITMEKTIR!!!!
Sunday, November 04, 2007
Eski reklamlardan secmeler
Mimlendim... dostluk uzerine
Gulcincim mimlemis beni, ikinci kez mimlendim sobelendim filan hayatimda cok heyecanli bisiy walla :)
2 adet ozlu soz yazmam gerekiyormus, ben de dostluk uzerine yazayim dedim:
"Dostlarinla öyle yasa ki düsman oldugunda hakkinda söyleyecek sözleri olmasin. Düsmanlarinla öyle yasa ki dost oldugunda yüzün kizarmasin."
"Dostlar irmak gibidir, kiminin suyu az, kiminin çok.
Kiminde ellerin islanir yalnizca, kiminde ruhun yikanir boydan boya."
Friday, November 02, 2007
Ocuuuuuu!!! Bocuuuuu!! Boooooo!!!
Hah hah hah..
Harikaydi, farkli kulturlerin alisverisi diye buna derim ben.
Bizim Seker Bayramimizin hemen arkasindan Halloween geldi, butun bebeler oculu boculu kiyafetlerini giydiler, ev ev gezip "trick or treat"(seker vercen mi yoksa bi hainlik yapayim mi) diye gezdiler.Ellerinde su siseleri seker vermeyen evlerin kapilarini suyla islattilar..Kostumleriyle koca koca adamlara yollarda BOOOOOOO yaptilar (sozde) onlari korkuttular ve hemen ama en once DUNYADA OCU BOCU DIYE BISIY YOKTUR, KORKACAK BISIY YOKTUR HEPSI EGLENCEDEN IBARETTIR i tekrar bu yil ogrendiler..
Bir film seridi yapalim mi?
ONCE KUCUK CADI GELDI;
SONRA KIZ SEYTANCIK;
SONA BUTUN OCULER BOCULER DOLDULAR EVE COK KORKTUK :P
AKSAM SAATINE KADAR INANILMAZ KEYFINI CIKARTTILAR :))))
BI SURU SEKER YEDILER HEPSININ KARNI AGRIDI AYNI BIZIM SEKER BAYRAMI AKSAMLARINDA YASADIGIMIZ GIBI.. SONRA HER BIRINE BIRER BARDAK PAPATYA CAYI VERDIGIMIZDE BIZIM COCUKLUGUMUZUN SEKER BAYRAMLARINI ANLATTIK ONLARA..GOZLERINI KOCAMAN ACARAK ILGIYLE DINLEDILER...
YARIN DA COK ISIMIZ VAR; KURABIYEMIN TURKCE OKULUNDAN SONRA CUMHURIYET BAYRAMI KUTLAMASINA GIDECEGIZ, KURABIYEM DE SIIR OKUYACAK, HEPIMIZ TURKIYE T SHIRTLERIMIZI GIYECEGIZ, ISTIKLAL MARSINI SOYLERKEN BU YIL DA BENIM GOZLERIM DOLACAK...
Harikaydi, farkli kulturlerin alisverisi diye buna derim ben.
Bizim Seker Bayramimizin hemen arkasindan Halloween geldi, butun bebeler oculu boculu kiyafetlerini giydiler, ev ev gezip "trick or treat"(seker vercen mi yoksa bi hainlik yapayim mi) diye gezdiler.Ellerinde su siseleri seker vermeyen evlerin kapilarini suyla islattilar..Kostumleriyle koca koca adamlara yollarda BOOOOOOO yaptilar (sozde) onlari korkuttular ve hemen ama en once DUNYADA OCU BOCU DIYE BISIY YOKTUR, KORKACAK BISIY YOKTUR HEPSI EGLENCEDEN IBARETTIR i tekrar bu yil ogrendiler..
Bir film seridi yapalim mi?
ONCE KUCUK CADI GELDI;
SONRA KIZ SEYTANCIK;
SONA BUTUN OCULER BOCULER DOLDULAR EVE COK KORKTUK :P
AKSAM SAATINE KADAR INANILMAZ KEYFINI CIKARTTILAR :))))
BI SURU SEKER YEDILER HEPSININ KARNI AGRIDI AYNI BIZIM SEKER BAYRAMI AKSAMLARINDA YASADIGIMIZ GIBI.. SONRA HER BIRINE BIRER BARDAK PAPATYA CAYI VERDIGIMIZDE BIZIM COCUKLUGUMUZUN SEKER BAYRAMLARINI ANLATTIK ONLARA..GOZLERINI KOCAMAN ACARAK ILGIYLE DINLEDILER...
YARIN DA COK ISIMIZ VAR; KURABIYEMIN TURKCE OKULUNDAN SONRA CUMHURIYET BAYRAMI KUTLAMASINA GIDECEGIZ, KURABIYEM DE SIIR OKUYACAK, HEPIMIZ TURKIYE T SHIRTLERIMIZI GIYECEGIZ, ISTIKLAL MARSINI SOYLERKEN BU YIL DA BENIM GOZLERIM DOLACAK...
Subscribe to:
Posts (Atom)