Saturday, December 27, 2008

Melek mi yapcan seytan mi?

Size yumusacik bir hamur veriyorlar.

"Gucunuz ve hayal gucunuz yettiginizce birseyler yapin bu hamurdan" diyorlar.

"Bir de isim verin ruhuna ufleyerek" diyorlar...Ufluyorsunuz nefesiniz yettigince."O"diyorsunuz.

Adi "O" oluyor.

Siz inanadiginiz butun guzelliklerle o hamurdan bisiy yapmaya calisiyorsunuz.Iyilik, guzellik, azicik fenalik, daha da c0k sekerlik, bir de sefkat, insaf, insanlik filan.. iste bildiginiz butun baharatlari koyuyorsunuz...

Sonra dogruyu, egriyi, yatayi, dikeyi, duzeyi, hepsini anlatmaya calisiyorsunuz.

Ve sonra sizin icin, ve ona belki binlerce kere "yatay" diye anlattiginiz "yatay" olan duzlem "dikey" cikiyor, siz bile sasirirken olana, bir de "O" soruyor : "ama ama sen bana bu yataydi demisdin ki...." diye...
Cunku hep, ve herseyde hakli bilgiyi veren "siz"diniz...
Cunku anlattiniz yaseminin kokusunu ve kokladi yasemini; dogru oldugunu gordu, hak verdi size...
Siz "asla yalan soylemeyen"diniz!

Pardon... neydi adiniz? "anne" mi? ah pardon "baba" mi? ....

Yatay diye anlattiginizin"dikey sandiginiz" duzlemin nasil bir duzlem oldugunu anlatma celiskisinde kalan sevgili anne veya babasiniz simdi!

Diliniz tutuluyor yatay dikeyler sizin bile caninizi acitirken.

Sonra "O"na hayat akip giderken neler olabilecegini anlatiyorsunuz...
Yani verdiginiz sozlerden neden gevsedigini anlatiyorsunuz..
yani aslinda bu hayatin nasil "yavsak" oldugunu anlatmaya calisiyorsunuz....

ne bileyim.
belki hayatin yavsak oldugunu anliyor.
veya seni yavsak saniyor.

hamur ya bu... "sanilsayacak" veya "sanilmayacak" sorumlulugu yok hukukta!

hamur...

1 comment:

hep said...

Ne güzel dile getirmişsin, çocuklarımızın hayatın gerçekleri ile yüzleşmeleri sırasında yaşadıkları bocalamayı, çocuk yetiştirmenin en güç yanlarından birini.