Thursday, September 24, 2009

Bir tas corbanin kiymeti...

Ah iste o sihirli tanim ne hos seyler cagristiriyor :

*annesinin kuzusu
*annesinin kucagi
*annesinin sicacik avcunun ici
*annesinin sihirli bir tas corbasi....

kac yasimiza gelirsek gelelim icimizde "anamizin bir tas corbasini" ozleyen o cocuk hep yasayacak.

Bugun is yerinden hafif atesle doktora dogru giderken aklimdan bunlar gecti; hatta doktora da sordum "annenizin bir tas corbasini ozluyor musunuz benim gibi bazen?" diye; aile doktorumuz Dr.Suresh cevap verdi "ozellikle senin halinde oldugumda cok ozluyorum"

"sadece ben degil misim" diye sevinerek eve geldim dinlenmeye...

iste biz buyuyoruz ama buyemiyor icimizdeki cocuk...

kendi dolabimizi acip; bir gece once kendi pisirdigimiz corbadan bir tas icip arkasindan ilaclarimizi iciyoruz uyandigimizda ne ates kaliyor ne bir rahatsizlik ama...
sihir yok ictigimiz o corbada; olmuyor iste olmuyor!!!!

o sihirli "bir tas anamin corbasi"

o var ya o; turlu renklerde; turlu kokularda; limon mu kokuyor annen mi anlayamadigin; ama hep sana kendini iyi hisettiren...

onu ozluyor insan...

5 comments:

ABİ said...

sen yoksa dr. mohinder suresh'i tanıyor musun? :)))))

geçmiş olsun bu arada..
buraya geldiğinizde hatırlatırsan sana bir işkembe çekeyim de hayatında hiç bir yerde içmediğin işkembe çorbasını gör... tabi eğer seversen.. çoğu kadın pek sevmez çünki mi çünkü mü acaba? :)))

GULTEINEN ENKELINI said...

delimisin yaaa.. iskembe corbasi agaci olsa altinda uyurum :-P

hatta sana bisiy diyim mi, biz burda karfurda suriyeli ascilara ogrettik "biz turkus.. iskembe corbasi icerus.." once ozel servisken artik rafa koymaya basladilar temizlenmis iskembeyi:-)))

sen AW ile gel buraya da ben de sana bir iskembe sunayim :-)

haa bu arada bizim Suresh hepsine 10 basar, benim hiper tansiyonu, ablam burdayken zaturreyi falan yakalayan hep o! kurabiyeyi cocuk dr una goturmuyom valla; direk tik tik.. suresh amca biz hastayiz modunda yasiyos hastalandiimizda..

baska da bir arada hala annemin corbasinin sihirini ozluyom; ates tekrar cikmaya basladi zira :-(

Kubilay Kızıldenizli said...

Senin ananın yaptığı o çorbaların üstadı Fatma Hanım... Fatma hanım Hatice Hanım'a öğretmiş, Hatice Hanım da annene yapmış o çorbadan bol bol zamanında...
Yani anlayacağın tarihi büyük... Ve nedendir bilmem, bizim ailenin- belki sen de bilmiyorsundur- "mavluta" dediği mercimekli çorbaya neden bu istanbullular ve izmirliler limon sıkıp ve kimyon serpiştirip yemezler ki...
Ananın çobalarını içeceğin ortak günleriniz çok ve uzun olsun Gülteinen!

7.oda said...

anamızın bi tas çorbası gibi de, anamızın saçımızı okşaması gibi de, anamızın sıcak koynu gibisi de yok ki hiç..

geçmiş olsun, hava değişimi zamanları burda hastalıklar da başlar, sizin oralar sıcaktır ama dimi

Anonymous said...

Canımsın geçmiş olsun..
Hani insanın elini ayağını bağlayan türden yazmışsın, insanda hemencik analık duygusunu hissettirmişsin.. Hani kuş olup uçsamda annenin yaptığı kadar olmasada en az onun kadar leziz çorba yapsam içirsem yok yokkk en iyisi kuş olup Ayla teyzemimi getirsem off ya ne bileyim bende hastayım ya kendimi unuttum işte.Işıl teyzende hastayken tek istediği limonlu naneli şehriye çorbasıdır ne garip şu genler dimi..)))
Geçmiş olsum bebeğim.
Nilly