Ben bu resmi yapmaya karar verdigimde aklimdan gecen Nazim'in Abidin Dino'ya soyledigi
"sen mutluluğun resmini yapabilir misin abidin?
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
ne de ak örtüde elmaların
ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolaşan kırmızı balığınkini
sen mutluluğun resmini yapabilir misin abidin?" dizeleri idi...
Cok sevdigim bu dizeleri en iyi ve gercek anlami ile "kendi gul yanakli bebemi emzirirken" anladigimi animsarim hep...
Iste herhangi veya hic bir sebeple oyle cikivermisti aklimdan "yagli boya ile mutlulugun resmini yapsam"diye.
Resim ogretmenimle ilk bulusmamiz daha cok tanisma gorusmesi idi.
Yapmayi beceremedigim ve ismini kendim koydugum "Utanc Tablo"m onu guldurdu, daha dogrusu kendimle alay etmem keyiflendirdi diyebilirim...Bana bir iki karalama yaptirdi, karakalem calismalarimi gosterdim ona bir de sanki bana moral yuklemesi icin...
Benim heyecanimin onu da heyecanlandirmaya basladigini duyumsuyordum; bana "peki ilk etapta ne yapmak istersin?" diye sordugunda soluk almadan "reproduksiyon" dedim.
Kosulsuz bir Van Gogh hatta iki Van Gogh resmi uretmeliydim.
Birlikte elimizdeki materyallere bakarken "hadi sec" dedi...
Ben yine sayfa numarasi ezberimdeyken gosterdim once yapmak istedigim resmi:"buna daha erken" dedi, "bunu da yapacaksin ama daha sonra"...
Ben yine heyecanla ikinci tercihimi acip gosterdim "hah simdi oldu!bakalim getir malzemelerini"dedi Vincent Van Gogh'un "14 Sunflowers in a vase"(vazoda 14 ay cicegi) eserine bakarken...
Malzemelerimi incelerken bana bir sure sonra reproduksiyon askindan vaz gececegimi, bu isin teknigini ogrendikten sonra kendi duygularimi da katarak bir eser yaratmanin bana cok daha buyuk hazlar verecegini anlatmaya koyuldu...
Ilk reproduksiyon calismama basladim.
Bana "sovalye lazim sana" deyince ben "ah yok benim sovalyeye filan ihtiyacim yok boyle iyiyim, kim ugracasacak elin adamiyla" dedim gulustuk...
Bu arada benim sandigim "sovalye" aslinda "sovale" imis galiba, o zaman ben de "oh tamam o zaman edinecegim bir adet 3 bacak" dedim.Dubai'de bu 3 bacakli sovalyeyi bulmam epey zor oldu ama :-)
Fircayi ilk tuvale degdirdigim andaki titrek urkek parmaklarim artik daha kivrak hareket etmeye basladilar(sovalyem bana cesaret verdi sanirim:-).
Inanilmaz keyif almaya basladim yaptigim isin ip uclarini da ogrenmeye baslayinca...
"Senin serbest bir stilin var dedi hocam!
Yasasindi!!
Benim (bile) bir "stilim" vardi artik boyarken...
Isin ilginc bir yanini da bugun farkettim, bu yaziyi yazmak icin "14 ay cicegini Van Gogh neden boyamis acaba" diye internette dolasirken, gozlerime inanamadim!
Ay ciceklerinin Van Gogh icin cok ozel onemi varmis.
11 adet ay cicekli eser yaratmis.
Sari, onun icin "mutlulugun" semboluymus...
evet evet..
mutlulugun...
Ayni benim "mutlulugun resmini" yapmaya karar vermem ve ilk calisma olarak bu resmi anlamini bilmeden secmem gibi..
bu yaziyi en sevdigim sari kazagimi giydigim gun yazmaya karar vermem gibi...
Ayrica; ay ciceklerinin Hollanda edebiyatindaki anlami da fedakarlik ve sadakat imis...
Hem bir de ayciceklerinin yasam ve olum zincirini cok iyi anlattigi da dusunulurmus; hele bu sonuncuyu okuyunca bir de "altin oran" konusunda azicik bilgim oldugundan bana cok cok cok anlamli geldi yapmis oldugum secim...
9 comments:
bence en guzeli kendi mutlulugunu yansitmissin resmine :)) mutlulugunun resmini yapabilmissin cakiltasim
Vallahi ben Amsterdam'da Van Gogh Müzesinde gördüm bu resmin orijinalini, seninki daha güzel..Hem onun bir kulağı da yok zaten, kendi kesmiş üstad.
Bir de yazına bir ek: Can Yücel Ay Çiçeklerine hayrandı ve öldüğü zaman "bana ay çiçekleri getirin" dedi.
Ay çiçekleriyle uğurlandı yolculuğuna.
Auro Borealis haklı: sen kendi mutluluğunu yansıtmışşsın.
Sana "sarı renkleri" getirenler çok olsun çocuğum.
Sevgiyle...
Bak ne güzel olmuş, ellerine sağlık.Ben de diyorum niye yazmaz oldu; meğer bizim Gulteinen çoktan sanatın başka bir dalında emin adımlarla ilerlemeye koyulmuş da ondanmış. Düzenine bayıldım ama. Şövalye yetmemiş bi de uşak almışın sen ya :)) o boyalar özel dolabında bu kadar mı düzenli tutulur, helal. Hadi rastgele,
Keyif alarak okuduğum bir yazı oldu. Serbest stilini geliştirirken yaptığın mutluluk tablolarını, bu yolculukta keşfettiğin şeyleri hep bizimle paylaşman dileğiyle diyorum:))
sevgiler
Icimi acti, sanatin dayanilmaz guzelligi...
Ellerine saglik cok guzel olmus....
çok severim ay çiçeklerini güneşe karşı dimdik duruşlarını bana huzur ve mutluluk verir bence de mutluluğun resmi ayçiçeği olabilir
Önüm, arkam, sağım, solum ressam doldu.Ablam zaten ressam,kızkardeşim keza,çocuklarımın halası resim kursuna başladı,şimdi bir de sen varsın.Bunlar yetmemiş gibi iş yerimin alt katına bir ressam(Güler Çakır) bir resim atölyesi açtı.
Yandım ben yandım!Yağlıboya kokusundan ölüyoruuummm!
Ama pek de güzel renkler seçmişsin.Resim profesyonel bir elden çıkmış gibi(göre göre uzmanlaştığımın farkındasın sanırım).
Ellerine sağlık.
Belki sürekli evde oturanlara bir örnek olursun.
Öpüyorum..
TüTü
Bana da yapacaksın bir tane ....en güzelinden... oraya gelince en güzel yerine asacağım evimin...
111
@ ablam, sen bir tanesin... evet anladin ablacim.
@kubi kuzen, yaa olenlerden bahsetme bana uzuluyom, bir de ben olursem eger benim icin buyuk bir parti verilsin herkes inanilmaz eglensin istiyom, bunu soylemedigim bir sen kalmistin hehehe...(bi de cocugum filan o ne yaa hahahahah)
@hep, o usak ne biliyomusun, benim ayakkabilin yanindan GAARRC diye soktugum ise yaramaz bir parca; ama ne cok anlam katmisim sapsal ayakkabilik kosesine degil mi?
@sem, an be an paylasicam, bir de bu serbest stil mantigi cok hos geldi bana ya; insanlar serbest stil mi yasamali yoksa? coskuyla renkleri sifittira sifittira filan? ha? ne dersin?
@yildiz, seni cok fena cok ozlemistim.
@Tutu, bir seyde de tecruben olmasin beaaaa :-P
@111, ben sana hemen bi tane yapicam...
Post a Comment