Monday, February 09, 2009

Buyume sancilari...


Saat 15:20 filan bugun...
Sersem gibiyim, bir suru karisik tablolar, formuller, toplantilar, kritik karar ve konusmalar...
Zor bir is gunu yani...

Saat 15:20 telefonum caldi, tesaduf cok onemli bir konusma icin telefonumun sesini acmistim az once, acik unutmusum telefonu, aninda duyup zipladim telefona disari ciktim tabii; diger tarafta kurabiyem sesi aglamakli, servisten ariyor beni ve ingilizce konusuyor(kesinlikle ne evde ne de telefonda ingilizce konusmaz, TVde de turkce seyredilir seyredilecekler! yasak cunku :-), mesaji aldim ben ama; onemli bir sey var(?).

"Ne oldu bebegim?" dedim, bu sesi biraz titreyerek (aglamaz kolay kolay; hele de serviste(!) cocuk kurallarina aykiriymis aglamak besinci sinifa gidince) "There is some people here that i wanna report to the principle, will you help me tonight to word my application?"(mudure sikayet etmek istedigim bazi insanlar var burada basvurumu yazarken bu gece bana yardim eder misin?)

Birilerine ders ve/veya mesaj vermek istedigini anladim hemen tabii "Tabi tatlim, takma kafana eve gidince ara beni meraktan oldurme, catlatma ortamdan" dedim kapattim.

Artik birbirimizin satir aralarini okuyabilecegimizi de kurabiyemin de ogrendigini gormus oldum boylelikle icin icin de sevindim laf aramizda icim pir pirken.

Eve gidince telefondan beni aradi gozyaslari ile karisik "yaaaaa...uwaaa...odu budu ondana udduuu.. soona benn.. dididi dedimm.. diaa buwaaa!!!"

"Kuzum ben bisiy anlamadim, senin sinirlerin bozulmus anlasilan simdi aglamaya doy, iyice agla,sonra yuzunu yika sakinlesince beni bir daha ara tamam mi?" dedim "tamam" dedi.

Boyle sakin sakin anlattigima bakmayin, icimin yaglari eriyor telefonda duydugum her bir goz yasi bogrume saplaniyor ama.. ne yapacaksin..
Birisinin sakin olmasi lazim :-)

Asirlar gectikten(yoksa bana mi oyle geldi bilmiyorum) sonra kurabiye tekrar aradi beni.
Serviste kendisinden 3 yas kucuk 2 kizla tartismislar, kizlardan biri bunun gozune bir sey(sanirim deodorant filan) sikmis, gozu cok acimis, istese onun kemiklerini oarcikta kirabilirmis, yapmamis, bir de kotu kelimeler soylemisler, bu cevap veremezmis cunku ben ona kendinden kucukleri korumalisin, bir de tartismadan konusarak sorunlarini halletmelisin diye ogretmisim, ama bu nasil birseymis? ben ne bicim ogretiyormusum ona? baskalari oyle degilmis...ben ona kendisini korumasini ogretmiyormusum... hemen bu gece ogretecekmisim...
(talimati aldim)

"Tamam annecim; sen simdi gozunu bol su ile yika sana ogrenmen gerekeni bu gece kesinlikle ogretecegim" dedim ve kalbimin yarisi ofiste diger yarisi evde mesaiyi tamamladim.

Bu gecenin ozeti matematik sinavina calismamizin haricinde; ve saatlerce konusmamizin otesinde; guzellik ve iyiligin her zaman yabaniligi yenecegi konusunda kurabiyemi ikna etmem oldu.

Bir de okul mudurune baska cocuklari sikayet etmeden olayi anlatarak bir yazi yazdim "...ben kizimi medeni insanlarin konusarak anlasacagi dogrultusunda yetistiriyorum, ve saniyorum ki 70 kusur milletten gelen cocuklarimizi barindiran okulumuzda da bu ogreti var, sizin bu konu ile yakindan ilgileneceginize inandigim icin bu yaziyi yazdim...filan...Bu konuda ne yapildigi konusunda lutfen beni bilgilendirin" diye.

Bir sorumluluk verdim.

Hadi bakalim ne olacak...

Not: Kurabiyem cok mutlu bir sekilde yatmaya giderken az once "kendimi harika hissediyorum" dedi :o)

Not2: iyilik kazanacak

Not3: vallahi de bilahi de iyilik kazanacak...

10 comments:

  1. Ben birlikteçalıştığım arkadaşlarıma derim ki, bir sopanız olsun ama hiç çıkartmatın. Fakat onun orada olduğunu herkesin bilmesinde de fayda var.
    Benim hiç kullanılmayan o sopam hep işime yaradı.
    Yani belki işine yarar diye söylüyorum. :-)

    ReplyDelete
  2. Anonymous1:06 AM

    Rahmetli babacığım hep derdi ki " sana taşla vurana sen de ekmekle vur". Gerçekten orada bi sopa olabileceğini ve gerçekten gerekirse çıkartmamız gerektiğini hiç öğretmedi.Daha ne diyeyim. Sevgili Kubilay doğru söylüyor. Tatlı babacığım Namı değer KAPTAN AMCA o sopaya hiç gerek duymadan gitti.Kimsenin de O'na kendi sopasını göstermesine gerek olmadan. Ama Kurabiye'nin gerekirse o sopanın orada olduğunu hissettirmesi lazım.Hepsinin öğrenmesi gereken O GİZLİ SOPAYI... Ben benimkilere daha öğretemedim laf aramızda..Bilmiyorum ki çünkü nerede????

    111

    ReplyDelete
  3. :)Yazı içeriğine bir şey demeyeceğim, O harika bir çocuk, sen de harika bir annesin, nasılsa çözemeyeceğiniz sorun olmayacak..

    Ama yazıya eklediğin kurabiye fotoğrafı çok güzel, farkında mısın? Işık, renkler filan. Azıcık profesyonel biri netliğe ve kadraja az daha dikkat ederek aynı pozu çekseymiş harika bir kare olurmuş.

    ReplyDelete
  4. Şimdiki Mutfakcamı Burcu 6 yaşında ..Bende 15 :) Sokağa yeni yeni yalnız çıkmasına izin veriyoruz ve bu ilk çıkışlarından biri..Birden ağlayarak geldi eve, sokaktaki bir kız bunu hırpalamış ve canını yakmış..Sinir içinde ve ilk defa başkası tarafından hırpalanıyor..Bende ona ağlarsa ve eve kaçarsa hep dayak yiyebileceğini ama ona vuran birine bir şekilde karşılık verirse bir daha cesaret edemeyeceklerini söyledim. Yalnız aptallık etmemesini eğer ters bir durum olursa da dayak yememesini ,kaçmasını istedim :) Aşağı indi gereken dersi verdi, bir daha ağlayarak eve geldiğini görmedim hatta eve şikayete bile geldiler diyebilirim..
    Kendim de uygularım konuşurken insanlar size nereye kadar ulaşabileceklerini kontrol eder, sınırları zorlamalarına asla izin vermedim.Şiddetten hoşlanmayan biri olarakta işlerimi genelde bu konuşmalarla hallettim..Bir iki istisna dışında.

    ReplyDelete
  5. Kuzen, "deli deliyi gorunce sopasini gizlermis" gibi mi?

    111, Kaptan Amcami hatirlattin bana yine gozlerimi doldurdun...

    Hep, valla ben su fotograf isini tam beceremiycem, allahtan kizim fotograf sanatina el atacak gibi gorunuyor.Bu arada sac rengime ovgune tesekkurler(bir onceki yorumunda)

    Asortik,onlarla birlikte biz de buyuyoruz degil mi?

    ReplyDelete
  6. Birine hayat konusunda birşeyler öğretebilmek çok güzel bir duygu, tek zorluğu başlarına kötü bir şey gelirse çok üzülmek..sorumluluk hissetmek zor.

    ReplyDelete
  7. Hayır öyle değil. Ben demek istiyorum ki "bak benim de güçlü silahlarım var ama bunları kullanmaya gerek yok ancak kullanmasını da bilirim..."
    Bu silah özgüven olabilir veya gösterilebilecek bir sert tepki veya hakikaten sopa..

    ReplyDelete
  8. Ve bugun eve gelip mudure mektubumu vermedigini soyledi...
    "konularimi kendim halledebilecegimin farkina vardim" dedi...
    Ne mutlu, ne mutsuz, hic bir tepki vermedim; "aa oyle mi kararina saygi duyuyorum" dedim.

    sanirim ben ona sopasinin yerini gosterdim kuzen...

    ReplyDelete
  9. Sadece Kurabiye'ne değil, hepimize o engin özgüveninden dersler veriyor ve sopanın yerini gösteriyorsun...
    En büyük silah budur zaten..

    ReplyDelete
  10. This comment has been removed by a blog administrator.

    ReplyDelete