Degisikliklere kolay alisamamisimdir oldum olasi; henuz olusagelmis bir durumu aninda unutup hemen diger tarafa yuruyup gidenlere de imrenmisimdir...
Takilarak yasiyorum belki de ne bileyim...
Kimi vardir evlenir, bakar bu is yurumeyecek ne kendisi vakit kaybeder ne de karsisindakine vakit kaybettirir evlilik kadar ciddi bir ortakligi bile aninda bitiriverir...
Otekinin de umuru degildir; arkalarina bile bakmadan yurur giderler ikisi de aksi iki yone...
Simdiki gencler boyle!
Bizim yetistigimiz nesile gore cekip gidivermek cok ayipti...
Ama neden elestirmek lazim ki ille de; kendilerine mutluluk icin sonsuz hak taniyorlar iste!
Kimi vardir pire icin yorgan yakarcasina yillarin emegini verdigi is yerinden tek bir sozcuk yuzunden bumbuz sogur oradan ve o sozcugun ciktigi agizdan; basar istifayi ne vefa ne cefa hic biri yoktur, bir nefeste terkedis yoluna girer...
Bir damla aci duymadan yeni sayfasini acar bem beyaz; yeniden yazmaya baslar...
Kimi vardir, mesela evlilik konusunda inanilmaz enerji doludur; haa bu olmadi mi? Bunu boz digerini yap garanti belgesi var firmaya iade et misali evlenir evlenir bosanir...
Hala bulamaz ruh ikizini ama hala enerji doludur bir gun bulacagina inanmaktadir...beyaz atli prensini veyahut prensesini bulacagina INANMAKTADIR! Hatta belki su kapinin ardindadir O!
Bazisi bu enerjik heyecan icinde sasirir onceki "aynisiyla" bir daha evleniverir basina "yine" ne gelecegini hesaplamadan..
hehehehhe(kizma kuzey isigim, saka yaptim:-P)
Bir digeri evlenmeden daldan dala konar ancak aglamaz hic bir gidenin arkasindan oldugu yerde bir sebep yokmus gibi gorunurken birakiliveren kendi olsa bile...
Ben iste ne oyle, ne de soyle yapamadim hic yapamadim; hic alisamadim ani degisikliklere; yasamimda denedim bir sure belki ancak o kadar gercekten uzakti ki bu deneme "impulsive" davranis olmaktan oteye gitmedi benimkisi.
Evlenmeye karar verip, evlenip, bu isin yurumeyecegini nikahtan hemen once bile hemen gorup, yanliz kiyamayarak buna bir sans daha verip, cirpinip, gercek ne diye dusunup, karar verip bosanmam arasinda bile 11 yil gecti.11 koca yil gitti hayatimdan hayatimin en buyuk odulu bir tanem kurabiyemin maliyeti idi bu 11 koca yil!
Kurabiyemi tanidiktan sonra simdi olsa yine yapar miyim?
Hayir!
11 degil 22 yil hatta omrumu bagislarim ben o guzellige!
Iyi ki tutulmusum :-)
Calistigim is yerlerinde ikinci gunden itibaren gonlumde "vefa borcu" kasasi olusturmaya basladim... Hep tutuldum; girdigim yerden cikmak istemedim hic bir zaman...
Cikmam cok gerektiginde ise; zaman aldi benim icin oradan cikmak hep.
Imzayi attim, ancak yuregimden atamadim.
Ama insanlar tutumlu iste boyle benim gibi comertce harcamiyorlar yillari hayatlarindan gani gani!
Sayarak harciyor hayran oldugum o "Bir tek hakka bircok yasam sigdirabilen" insanlar yillarini aylarini, gunlerini hatta anlarini...
Masallara asla inanmiyorlar, gulup gecerken bir masal uzerinde bir dakikadan fazla dusunmuyorlar; ayaklari yere basiyor hem de...
Devamli bir masalin pesinde olan bir cins olduguma inanmaya basladim son gunlerde.
Artik iyiliklerin karsisina cikan acayiplikler uzmuyor beni ama hala bir masal tadinda yasamaktan hatta masalin kendini yasamaktan da kendimi alamiyorum.
Ben hala cirkin ordek yavrusunu dusundugumde gozlerim doluyor "aslan ordekim" deyip alkisliyorum onun vazgecmeden arastirmasini yasama tutunmasini ve guzeller guzeli bir kugu olmasini sonrasinda;
kulkedisi balodayken ve saat 12ye gelmek uzereyken bir yandan gozum kapinin onunde "hadiiii hadiiii araba kabak olacak cabuk cik oradan" diye haykiriyorum elimde olmadan hala, ve o kadar cok gurultu yapiyorum ki kizcagizin akli karisiyor, dusuruveriyor ayakkabisinin tekini;
gun icinde kargalari izliyor tilkiyi dusunuyorum "yahu hangisi daha akilli aslinda" diyerek satir arasindan ve karganin aklindan baska mesaj yakalamaya calisiyorum;
agustos bocegi ile dalga gecen karincayi goruyorum ama tam da emin olamiyorum asil dalga gecen agustos bocegi mi diye, yaptigi CDlerle Isvicre bankalarinda gani gani hesaplari oldugunu dusunmekten kendimi alamiyorum;
bir de emin olamadigim, o kurt gercekten o kirmizi baslikli kizi yemeye niyetli miydi? yoksa savunmasi gecerli miydi "ben onu babaannesine ulastirmaya ugrasmistim, ama ayni zamanda ormanda yalniz gezmemesini ogretmeye calisiyordum onun iyiligi icin" diye...
Ne bileyim...
Arkani donuverip gidivermek cok kolay kulkedisi gibi bir cok endise ile bircok guzelliklerden kendi guvenli kullerine donmek icin.
Cekip gitmek kolay da; zor olan hayatindan cikartmayi basarabilmek; yani aklindan, yureginden, fikrinden...
"Ruhum bir dis macunu olsa da siksam atsam icimden O seyi" derim herhangi birseye takildigimda ve aklimdan cikartmak istedigimde...
Bir gun birisi mincik mincik sikilan dis macununun masalini da yazar belli mi olur?
Dis macununun oykusu de ne ilginc olur hani degil mi?
Ben en iyisi her buldugum kurbagayi opmeye devam edeyim; kim bilir... yarin ne olur???
:-)
Bu aralar bir üretim bir üretim. ellerine sağlık...
ReplyDeleteÖncelikle karga tilkiden akıllıdır.Çünkü karga planlama yapar, cevizi kırar.
Bİlir sert zemine atarsa cevizi kıracak...Yemeğini kabuktan çıkartır. Diğer kuşlar sadece seyreder ama yapamaz.Karga kuşkarın "beyne" sahip olanıdır. Tilki hırsızdır, plan da yapamaz zavallı.Ancak yiyeceğin "kokusunu" duyduğunda "içgüdüdür" onu harekete geçiren..
Kolay mı karga 400 yıl yaşar, İstanbul'daki kargalar Fatih' i bile görmüştür.
Sen kargaya güven...Bir de kendi içine.
Bir de kurabağanı öp, o senin elindedir. Belli mi olur prense dönüşüverir...
Masallarda olduğu gibi..
Masallar çünkü gerçeğin habercisidir.
Kubilay
Kuzen, sen kargalarla ilgili bir yazi yazsana; cok ilgincmis gercekten...
ReplyDeleteBir de kucucuk kus, 400 yil yasiyormus, ne acayip bir sey degil mi?
Nefis ansiklopedik bilgi vermissin sagol.
Resimdeki teknoloji harikasi kurbaga zaten prens adayi gibi baksana kafadaki taca :-P ben en iyisi onu da besleyeyim evde, insallah kediler yemez :-)
not:yorumun biye blogger accountunla cikmamis?
Sanırım hata yaptım...Bu yüzden anonim olmuş..
ReplyDeleteSen kargaya güven kargaya, içli bir kuştur..Hayatı bilir...
Boş ver Tilki'i...Kurnazlıkla bilinir ve bu kötü bir nitelemedir.
Ayrıca bu isteğiniz emir olarak "telakki" edilmiştir ve karganın hikayesi yazılacaktır bir kaç güne değin...
İzleyiniz
yuruyup gitmek diil be cailtasim onemli olan yururken cebindekileri hissedip sevinmek her yuruyup gittigin yerden biseyler alabilmek bir sonraki durakta onlari degerlenirmek.... bide unutmadan kurt kirmizi sapkali kizi yemiyooo dolaba sakliyoo (sen gene benden duymus olma) :PPPP
ReplyDeleteZor işler bunlar. Belki çivi çiviyi söker kuralı doğrudur, kim bilir. Kurbağa öpmekten ne olacak, öp gitsin be:)
ReplyDeleteSaçının rengi çok yakışmış bu arada:) sevgiler
ya ben canımıniçi ben hala kibritçi kızı anlatırken salyasümük ağlıyorumda Doğa bile beni teskin etmeye çalışıyor :((
ReplyDeletemasallara inanmanın bir zararı yok ve biliyormusun ben o diş macunun hikayesini dinlemek isterdim doğrusu.Ve küçük bir soru sana:
kurbağa öpüncemi güzelleşiyor yoksa güzel olduğundan mı öpüyoruz?? ne dersin
http://benimgizlibahcem.blogspot.com/2007/11/prenses-kurbaa-prensi-nce-mi-psn-sonra.html
ilk yazmaya başladığımda yazmıştım belki merak edersin..
komacaaaan sevgilerimi gönderiyorum buralardan oralara...
yazıyı çok sevdim.. de bu yaptığı cd lerle isviçre bankalarında hesaplar mevzusunu kavrayamadım.. o kadar cd yaptık bırak isviçreyi şurada iki sokak ötedeki banka şubesinden başka bi yerde hesabımız yok lö..:))
ReplyDeletekargadan korkarım ben bu arada..:)
ReplyDelete@ ablam sen bana daha once de demistin "ceplerin bos girme yarina" diye...
ReplyDeletehttp://sillybebek.blogspot.com/2007/12/yarina-cebin-bos-girme-dedi-bana.html
nasil felsefe yapmissin; sen de ben de farketmemisiz o zaman :-)
@ hep, opuyom opuyom prens olmayanlari izgara yapip yiyom...
ReplyDeletecaizdir di mi?
:-P
@tabiat ana yaa kibritci kizi hatirlattin hungurt fosurt oldu icim :'(
ReplyDeleteokudum okudum..
ve ders aldim : once kurbaayi opcem ben, ister prens olsun ister olmasin umrum degil!
@abi, agustos bocee be abim!
ReplyDeletehatirlasana!
http://sillybebek.blogspot.com/2007/09/karinca-ile-agustos-boceyi.html
bi de sana bir sir vereyim; ben de korkuyom kargadan!
giciklar bir gun benim bahce kapisina dogru bir dalis yaptiydilar bi gun, artik kedilere mi bana mi.. bilemiycem...
fena tirstiydim..
ben kedilerimi daha cok seviyorum mirr mirrr. bir de kopegimi yalap sap...
NEDENSE AĞLAMAK GELDİ İÇİMDEN.....
ReplyDelete111
aglama 111.
ReplyDeleteprens op iyi gelir :-P