Saturday, November 28, 2009
Friday, November 27, 2009
Friday, November 20, 2009
7 Gunah Felsefesi
Kan ter icinde uyandim dun gece...
Hani kabustan uyanir gibi de degil ancak sanirim bir sucluluk duygusuydu insanlik adina icimi saran...
-Peki ne olacak bu isin sonu? (dedim Ona)
-7 gunahi asamadigimiz muddetce kendimize "insan" diyemeyecegiz, 7 gunah felsefesini unutmaya basladiniz (dedi Gandhi)
-birakmaniz gereken zehirleri oncelikle unutmamaniz gerekiyor (diye devam etti...)
-Neydi bunlar hocam bir hatirlamak isterdim (dedim)
-(derin bir ic cekerek saymaya basladi) ezbere sen de sayamadin degil mi? (diye sitem ederken) bak dinle; hatirla; sakin unutma... ama her seyden once hatirlatmayi unutma (dedi bana) asla icine dusmemeniz gereken 7 gunah sunlar :
*Ilkesiz siyaset (Politics without principal)
*Emeksiz zenginlik (Wealth without work)
*Vicdansiz haz (Pleasure without conscience)
*Niteliksiz bilgi (Knowledge without character)
*Ahlaksiz ticaret (Commerce without morality)
*Insaniyetsiz bilim (Science without humanity)
*Ozverisiz ibadet (Worship without sacrifice)
ruya bu ya...
o kadar gercek gibiydi ki; uyandigimda niyeyse kendi kendime miril miril 7 gunah felsefesini tekrar ezberlemeye calistigimi farkettim....
Thursday, November 19, 2009
"DOKUNMA BANA!!!!"
Bugün 19 Kasım Dünya Çocuğa Yönelik Cinsel İstismarı Önleme Günü
Lutfen cocuklarimiza "HAYIR!!!" demeyi ogretelim...
Hem de gerektiginde BAGIRARAK!!!
Bir cocuga sicak bir tas corba vermekle veya yumusak bir yatak, guvenli bir cati, uyku oncesi sicacik bir sarilisla yahut paranin satin alabilecegi en iyi okullarda okutmakla ona karsi gorevimiz yerine gelmiyor.
Uzaginda, otesinde, daha da gelecege yonelik gorevlerimiz var onlarla ilgili...
Hicbirinizin cocugu sizin cocugunuz degil.Onlar benim de cocuklarim.
Benim kurabiyem de sizin cocugunuz.
Hic dusundunuz mu yasimizi yolumuzu aldiktan sonra varliklarini farkettigimiz sebebini tanimlayamadigimiz cocukluk travmalarimiz bizi ne kadar cok konuda yetersizliklere, basarisizliklara surukluyor ve taa bilmemne yasinda onlari halletmek icin kendi uzerimizde calismamiz gerekiyor?
Anne babalarin en cok yaptiklari hatalardan birisi, kendileri dunyaya karsi nazik olmaya calisirlarken cocuklarina HAYIR demeyi ogretmemek, ogretememek oluyor.
Bir cocugun hayir deme yetisini bloke etmek, o cocugu omur boyu ozurlu birisi haline getirmektir.
Hayir diyemeyen cocuk, cocuklugunda zaten bir cok tehdite karsi savunmasiz kalmakla birlikte; bir yetiskin oldugunda duygusal vampirlerin agina duser.
Buyumus bu cocuk, cocuklukta hayir demeyi ogrenemedigi icin her daim diger kisilerin duygularini incitmekten korkar. Bir baskasina bagimli olma istegiyle dolup tasarken hep icinde terk edilme ve ayrilma korkusu varolur.
Cezalandirilma korkusu bu buyumus cocugun icinde her zaman bulunur, bir baskasinin ofkesi veya mahcup edilme korkusu prangalar gibi ayaklarina yapisir.
Kotu ve bencil olarak elestirilmekten her zaman korkar bu buyumus cocuk...
Fazla kati ve elestirel vicdani bu buyumus cocugun, gercekte suclu olmadigi konularda bile kendisini suclu hissetmesine sebep olur...
Hep tartistigimiz kotulukleri icinde barindiran ve her daim barindiracak olan bu dunya ile mucadele edebilmeleri icin ne olur cocuklarimiza;
"Hayir"
"Ayni fikirde degilim"
"Olmaz"
"Yapmayacagim"
"Sunu kes, bana saygisizlik yaptigini hissediyorum"
"Canimi acitmaya hakkin yok, cezalandirilman icin gerekeni yapacagim?
"Bana el sakasi yapmandan hoslanmiyorum"
"Bu yanlis"
"Bu kotu"
"Yanimdan su anda uzaklas"
demeyi ogretelim... Hic bir zaman, hic bir yas gec degil..
Sizin cocuklariniz benim, benimki de sizin cocugunuz unutmayalim.
Emanetlere elimizden geldigince bilinc verelim.
Lutfen cocuklarimiza "HAYIR!!!" demeyi ogretelim...
Hem de gerektiginde BAGIRARAK!!!
Bir cocuga sicak bir tas corba vermekle veya yumusak bir yatak, guvenli bir cati, uyku oncesi sicacik bir sarilisla yahut paranin satin alabilecegi en iyi okullarda okutmakla ona karsi gorevimiz yerine gelmiyor.
Uzaginda, otesinde, daha da gelecege yonelik gorevlerimiz var onlarla ilgili...
Hicbirinizin cocugu sizin cocugunuz degil.Onlar benim de cocuklarim.
Benim kurabiyem de sizin cocugunuz.
Hic dusundunuz mu yasimizi yolumuzu aldiktan sonra varliklarini farkettigimiz sebebini tanimlayamadigimiz cocukluk travmalarimiz bizi ne kadar cok konuda yetersizliklere, basarisizliklara surukluyor ve taa bilmemne yasinda onlari halletmek icin kendi uzerimizde calismamiz gerekiyor?
Anne babalarin en cok yaptiklari hatalardan birisi, kendileri dunyaya karsi nazik olmaya calisirlarken cocuklarina HAYIR demeyi ogretmemek, ogretememek oluyor.
Bir cocugun hayir deme yetisini bloke etmek, o cocugu omur boyu ozurlu birisi haline getirmektir.
Hayir diyemeyen cocuk, cocuklugunda zaten bir cok tehdite karsi savunmasiz kalmakla birlikte; bir yetiskin oldugunda duygusal vampirlerin agina duser.
Buyumus bu cocuk, cocuklukta hayir demeyi ogrenemedigi icin her daim diger kisilerin duygularini incitmekten korkar. Bir baskasina bagimli olma istegiyle dolup tasarken hep icinde terk edilme ve ayrilma korkusu varolur.
Cezalandirilma korkusu bu buyumus cocugun icinde her zaman bulunur, bir baskasinin ofkesi veya mahcup edilme korkusu prangalar gibi ayaklarina yapisir.
Kotu ve bencil olarak elestirilmekten her zaman korkar bu buyumus cocuk...
Fazla kati ve elestirel vicdani bu buyumus cocugun, gercekte suclu olmadigi konularda bile kendisini suclu hissetmesine sebep olur...
Hep tartistigimiz kotulukleri icinde barindiran ve her daim barindiracak olan bu dunya ile mucadele edebilmeleri icin ne olur cocuklarimiza;
"Hayir"
"Ayni fikirde degilim"
"Olmaz"
"Yapmayacagim"
"Sunu kes, bana saygisizlik yaptigini hissediyorum"
"Canimi acitmaya hakkin yok, cezalandirilman icin gerekeni yapacagim?
"Bana el sakasi yapmandan hoslanmiyorum"
"Bu yanlis"
"Bu kotu"
"Yanimdan su anda uzaklas"
demeyi ogretelim... Hic bir zaman, hic bir yas gec degil..
Sizin cocuklariniz benim, benimki de sizin cocugunuz unutmayalim.
Emanetlere elimizden geldigince bilinc verelim.
Resim : bebekbakicisi
Tuesday, November 17, 2009
Sitem...
Taş duvarlarımda bilerken kalbimin keskin sitemini;
kırgınlığım zehirler; uçurmadan yüreğim bu tutsak güvercini.
süzülemeden düşerken yere beyaz kanatların yazgısı;
yakar içimi kanayan göz yaşlarımın şu incecik sızısı.
akşamla giderim doldurup da yıldızlarımı küçücük bohçama;
ağlar düşlerim yakarıp; dönüp bakmazken ben hiç arkama
aynaların sisinde yürürken katedilir karmaşık bensiz yollar,
inişi olmayan uçurumların afakından bakıp da sessizce ağlarlar.
baykuşun kerbelası bu, derman için edilmez ki tek bir kelam;
gamlı hazan uyutur olurum gurbet; el olurken benim için sılam.
SebnemS.Dubai.Nov.2009
Sunday, November 15, 2009
Saturday, November 14, 2009
Gunaydin sevgiliye gunaydin...
Bu sabah kulaklarimda bu namelerle uyandim :
Yüzün güllerden ince, sesin bülbülden tatlı
Gülüşün gonca gonca, neşen altın katlı
Günaydın sevgiliye günaydın, gönül aydın, günaydın
Dalında biteviye şakıyan ben olaydım
Açarken şen duygular içimin bahçesinde
Gülümsüyor arzular şarkımın nağmesinde
Günaydın sevgiliye günaydın, gönül aydın, günaydın
Dalında biteviye şakıyan ben olaydım...
Sevincle gozlerimi bir actim... kendi evimdeyim, ablamla paylastigimiz cocukluk odamizda degil...
Ve kapi yari aralik degil, babamin sadece basinin gorundugu resim de yoktu...
Yine de yuzumdeki kocaman gulumsemeyi tasiyamayan yatagim atti beni disari; asagi geldim mirildanarak, elimde bir fincan kahve, erken sabahin sessizligini dinlemeye basladim kuslarin civirtilarina nispet; hala kulaklarimda o melodi ve nagmeler babamin neseli sesinden "Günaydın sevgiliye günaydın, gönül aydın, günaydın; Dalında biteviye; biteviye şakıyan ben olaydım..."
Senelerce babasinin sesinden bu guzel sarki ile uyanmis olmanin zenginligi ve halihazirda ozlemi ile mi yoksa sabah serinliginden mi bilemiyorum, kucucuk bir urperdim...
Kahve fincanini birakip kendimi kollarimla sardim...
Ben sevgi zenginiydim...
(Sarki Makam : Hicazkar
Beste : Sadettin KAYNAK)
Wednesday, November 11, 2009
Tuesday, November 10, 2009
Monday, November 09, 2009
Dogum gunun kutlu olsun annecigim...
Herkes duysun diyecegimi bu 9 Kasimda
Benim annem tam anlamiyla bir harika
Oyle “her anne gibi” demeyesin sakin ha
Yemin ederim benim annem hepsinden bir bambaska.
Bugun dogum gunu biricik annemin
Nasil kutlasam annemi diye dusundum ben demin
Hos ne yapsam da annem zaten cok begenecek
Kalbine ektigi sevgiden emin cunku Sebneminin.
Nasil tuy kadar hafif kaya gibi gucludur benim annem
Sevgiyle sarar kanatlarini birakmaz hic gozlerinde nem.
Daha dusunurken “ah simdi yanimda olsaydin ne olurdu” diye
Dustugun yere yastik oluverir nasil yapar hic bilmem.
Yeri gelir bir ogretmen bir hemsire bir danisman
Kimlik degistirir yanimdadir O; sikilmaz hic bir zaman
Hele bir de Sahin oldugunda acip kanatlarini koskocaman
Dagitiverir tum kotulugu birakmadan tek bir aman…
“Anne olunca anlarsin” derdi sacimi oksarken kucuktum ben pek
“Anladim hepsini annem bir suru baska soze yok gerek!”
Dogum gunu kutlu mutlu neseli olsun benim annem tekdir tek!
Icimde dolup tasip artarak buyuyor sevgisi petek petek…
Benim annem tam anlamiyla bir harika
Oyle “her anne gibi” demeyesin sakin ha
Yemin ederim benim annem hepsinden bir bambaska.
Bugun dogum gunu biricik annemin
Nasil kutlasam annemi diye dusundum ben demin
Hos ne yapsam da annem zaten cok begenecek
Kalbine ektigi sevgiden emin cunku Sebneminin.
Nasil tuy kadar hafif kaya gibi gucludur benim annem
Sevgiyle sarar kanatlarini birakmaz hic gozlerinde nem.
Daha dusunurken “ah simdi yanimda olsaydin ne olurdu” diye
Dustugun yere yastik oluverir nasil yapar hic bilmem.
Yeri gelir bir ogretmen bir hemsire bir danisman
Kimlik degistirir yanimdadir O; sikilmaz hic bir zaman
Hele bir de Sahin oldugunda acip kanatlarini koskocaman
Dagitiverir tum kotulugu birakmadan tek bir aman…
“Anne olunca anlarsin” derdi sacimi oksarken kucuktum ben pek
“Anladim hepsini annem bir suru baska soze yok gerek!”
Dogum gunu kutlu mutlu neseli olsun benim annem tekdir tek!
Icimde dolup tasip artarak buyuyor sevgisi petek petek…